ne yokuşumu sevdin ne inişimi
hep burun kıvırdın düzüme
talkımı sürdün zannettiğin yaralarına
elmasımı vurdun dağlarıma
soğuttun meşenin közünü bağlarımda,
yaktın özümü, ellerini ısıttın zemheride
benden besledin başkalarına verdiğin emeği
ne cevizler kırdın sen üzerimde
yine de sözüm yoktu bunlara, dokunmasaydın bağlarıma
ıslanmasın diye ayakların, köprüler kurdun ırmaklarıma
sonra bastın çimenlerime ayaklarınla
ağaçlara tırmandın, çekirdek fırlattın çocukların başlarına
yine de sözüm yoktu bunlara, kuşlar konsaydı dallarıma
nerede bir sıpa görsen annesinin yanında
alay ettin sıpasıyla
alfabeyi mi ezberliyordun yoksa
sakız çiğnedin ağzının yarısıyla,
yüzümü yıkadın diğer tarafıyla
annen bile fırlattı seni attı üzerime
ta ki benzeyinceye kadar yüzü yüzüme
bak!, sen daha ne yaramazlıklar ettin
elini bile sürmedin yüzümün çizgilerine
bir kaç fidan verdiler dikmedin
tuz döktün ağacın dibine
yarım asırlık olduğuna bile aldırmadan
yine de bağrıma basacağım seni
özüme katacağım kemiğine yük olan etini
benzeyeceksin yüzüme
sonra bırakacağım seni arafta
homurdanınca dünya bu tarafta
Kayıt Tarihi : 18.10.2023 10:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!