Ellerimi uzatsam üveyik kuşuna Mahzun bakışlara bir gölge düşer Aşkın albenisini tutarım Balık kavanozlarının bedeninde Sözlerimi bir aynaya tut, Bir de ruhunun kıvrak lügatine Yanmayan yüreklerle, Sabır külleri savurmak son arzum olsun Sessizliği bir derviş heybesinde Gün yüzüne tut ki Acı Necef’te, Zagrep’te, Keşmir’de İki vadiyi bölen nöbette buluşsunlar Anne çocuğuna hüznü mısralarda belletir, Acının son kullanma tarihi, Son şarapnel parçasında tescillenir Yürekler parçalayan çığlıklar Bozarda dağların fiyakalı duruşunu Taş yürekler nedamet duymaz Sözde büyük uygarlığın alnında açar İğrenç bakışlı dost kuvvetlerin perçemi Ayrılığı kara yazmalı eller Bir gergef gibi işler zamanın çocuklarıyla Zincirle bağlar sevdalarım nehrin avuçlarını Toprağın yere bakan yanını uyandırmadan Selamla öyle geç, barışı ve dostluğu Kutsal kitaplar hilafsız yazsa da, Yeryüzünün pak kalıp Secde edileceğini Küresel değerler balyoz olup Kırarlar mescitlerin Göğe açılan nezih ellerini Mümin yürekler iyi bilir Böyle barış elçilerini Birleşmiş milletlerin bir olduğunu hep Kan kusup, Nefret içtikleri kirli kadehleriyle Birde barış masanın üstünde mahcup duran Harita sayfalarındaki ihanet lekelerinden Ben yunus heybesini zifiri karanlıkta Barış meyvesi ile doldururken Sizler büyük günün azametinden habersiz Zafer naraları atarsınız uluorta Surun kulakları delip geçen ilahi nefesi Berzahı bağlarken asude bir yolculukta Büyük gün mütevekkil ve rıza makamındadır Ak koyun, kara koyun o gün belli olur Pazar kurulur, tüm mallar tezgâhta sere serpe 12.09.2006 Ramazan YILDIZ Saat:21.10/Darende
Ramazan YıldızKayıt Tarihi : 28.5.2012 10:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!