Toprağın Diliyle Konuşanlar

Haydar Güner
153

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Toprağın Diliyle Konuşanlar

Ansızın kıpırdar sessizlik.
Bir taş yer değiştirir,
ve her şey başlar yeniden.

Bir ıslık gibi döner zamanın yüzü.
Kırılmış bir saat,
gölgesiz bir güne
yeni bir mahkeme kurar doğa.

Kimseyi çağırmaz,
ama herkes sanıktır:
susmakla,
beklemekle,
unutarak yaşamakla.

Ufukta beliren o çizgi
yalnız bir rüzgâr değildir.
Bir hesap günüdür aynı zamanda.

“Ne yaptın?” diye soran,
“Ne için sustun?” diye üfleyen...

Toz kalkar en eski taşlardan.
Ve taşın altından,
bir karınca gibi,
bir çocuk gibi,
bir halk gibi
sürünerek çıkar hakikat.

O an kuşlar ötmez.
Çünkü onlar bilir:
sesin değil,
suskunluğun yargılandığı mevsimdir bu.

Gökyüzü açıktır.
Ama her yıldız,
bir tanık dosyasına benzer.
Kımıldamadan bakar üzerimize.

Ve her biri bilir:
Bahar, yalnızca açmak değil;
hesap sormaktır!

Haydar Güner
Kayıt Tarihi : 17.8.2025 17:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bir arkeolog kazı alanında çalışıyordu. Toprağın altından çıkan her parça ona geçmişi değil, sanki bugünü anlatıyordu. Çatlamış bir testi, yarım kalmış bir yazıt… Her şey suskunluğun kaydını tutmuş gibiydi. Genç bir öğrenci yanına gelip sordu: “Hocam, tarih neden hep kazılarda bulunur?” Arkeolog cevap verdi: “Çünkü insanlar yaşarken susar. Toprak, onların yerine konuşur.” O gün gökyüzü apaçıktı. Yıldızlar henüz görünmemişti ama arkeolog onların da birer tanık gibi tepede sırasını beklediğini hissetti. Kendi kendine mırıldandı: “Bahar yalnızca açmak değildir… Bir gün mutlaka hesap da sorar.”

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!