Ey yeryüzü!
Bağrında çağlar yatar, sırların derin,
Kanınla yoğrulmuş her karışın emin.
Dağlarınla direnmişsin vaktiyle tufana,
Ovaların destan yazar geceyle sabaha.
Toprağında yürüyen ayak izidir tarih,
Kimi sultan, kimi çoban, kimi yaralı bir derviş.
Bir kervan gibi geçmişsin çağların ötesinden,
Her taşın bir hatıra, her ırmağın bir türbendendir.
Seninle yoğrulur insan, seninle büyür,
Senin gölgenle sığınır, senin sesinle gürler.
Çatlayan her tohum, bir zaferin fısıltısı,
Her kök, bir neslin sabrıdır, alın teridir yazısı.
Ey bereketin anası,
Alnımızı koyduğumuz ilk seccade,
Kimi zaman zindan, kimi zaman medrese.
Bağrından fışkırır hem ekmek hem izzet,
Seninle başlar hayat, seninle biter nihayet.
Duydun mu homurtusunu topun, tüfeğin?
Nice çağ atlattın, yine de eğilmedin.
Göğsünü siper ettin, bin kez yandın,
Yine de analık ettin, evlatlarını bağrına sardın.
Ey yeryüzü!
Senin uğruna dik durur dağ gibi nesil,
Toprağını vatan bilen, ölse de silinmez isim.
Nice bayrak, nice millet, nice kıyam kalktı senden,
Ve her biri dönüp yine toprağına emanetlendi senden.
Senin üstünde yürürken susulmaz,
Çünkü senin altında uyuyanlar var.
Bir mezar taşı gibi ağırdır sessizliğin,
Bir ordu kadar gür, bir millet kadar derinsin!
Ey yeryüzü!
Sen sadece taş değilsin, toprak değilsin…
Sen vatansın, yuvasın, yeminsin!
Üstünde yaşayan her can,
Sana borçludur doğumunu, gömülüşünü, destanını!
Sinan Bayram
Kayıt Tarihi : 24.6.2025 17:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!