Topragin altindaki demir bakir kursun altin teneke hurda yiginini TOPRAGIN bütün yasamsal ve hayati degerdeki hükmüne topyekün ve kabala silen süpüren hesapla esit ayar ve denk saymak, bedelli ihaleli tüm gözü dönmüs yüregi kaypaklasmis insanligi ölmüs ilgisi ve iliskisi icinde her türlü kokusma cürüme yalnizlasma ve yabancilasma sapkinligini besleyip barindiran ZENGiNLiK anlayisindan ileri geri gelen harabelesme canavarliligidir.…
Muazzam ve müthis derinlik derecesinde tuttugu yol güttügü niyet isledigi fiil yürüttügü faaliyet kurdugu düzen kurguladigi tezgah istifledigi bozgun istikrarsizlastirdigi ahlak islevsizlestirdigi inanc sahtekarlastirdigi aliskanlik soyutlastirdigi sohbet samimiyetsizlestirdigi bag bulandirdigi akil berbatlastirdigi fikir itibarsizlastirdigi haysiyet örenlestirdigi kültür ahmaklastirdigi düsünce coraklastirdigi tepki kuraklasstirdigi duyarlilik cöplestirdigi kisilik kanunsuzlastirdigi adalet kimsesizlestirdigi toplum sevgisizlestirdigi bencillik saygisizlastirdigi kalabaliklasma yurtsuzlastirdigi insanlik ölümü mahrumiyetini her saniyesi heran degisen günlük gündemlerinde birligi bütünlügü bozulmus ve aidiyetliligini önceligini yitirmis tam bir sessizliik yilginlik suskunluk bezginlik karanlik korku kusku yagma yikim karisimi ögün tayinlariyla bogusmaskan hakkini hukukunu huzurunu birtürlü bulamayan caresizlik numunesi felakete dönüsmüslügün tepeden tirnaga varini yogunu ele gecirip talan tarumar eden basibozuk ve basina buyruk egilimlerle evrilip cevrilen dolasimdir bu, canavarlastikca doyumsuzlugu azip kuduran had hudut bilmez tanimaz tedavül…
Karakterini KILISENIN (dünyanin neresinde ne zaman nasil olup bittigi hic farketmeksizin ayni kirli algi yapip yönetme kanallkariyla her türlü din davranis tutum fikir dükkanlasma tüccarligini inanc ilim bilim diye alip satan cennet-cehennem demokrasi yahut insan haklari levhali notercierinin) IMPARATORLUKLARIN KRALLIKLARIN TEFECiLERiN TALANCiLARIN oturus kalkis suyu ve soyundan alan bu gecmisi sapasaglam haydut harami hin hainlik gelenegi bugün oldukca teknik donanim hile hurda oyun kurgu plan desise züppe kahpe rüsvet gasp yol kuyruk dalkavuk tasaron piyon usaklik hainlik kaypaklik degiskenlik firildaklik bakimindan olgunlasmis ilerlemis ve azdikca azmanlasmis HACLI SEFERCiLiGi haliyle BOP serbest piyasa yeni dünyaciligina zirvelesip doruklasmis küresel-yerel zifir zindan konumuna sirketlesip sermayedarlasmis durumda…
Sipsivri…
Sakattan sakat..
Keskin mi keskin…
Korkunc mu korkunc….
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta