Bu formellik, bir değişim aracı olarak işletildiğinde, halkı ileri akışa daimi kılar ve halkı değişen durumlara yatkınlaştıran bir halk misyon simülasyonudur. Bu tür totem yapılanış, halkın; hem geri kalıp, ziyan kılınır olmasına yatkın oluşudur; hem de, halkın kendisini hızla akan yenilenmeye dönüştüren, bir yetiştirilmesidir. Objektif oluşuma enerji sarfınca tembel kalan, subjektifle kararlı kılınırdı.
Bu zaman geriliği halkın, gelişmeye karşı direnç oluşturan ayaklanmasıyla, kendi kendini, inanç ve gelenek bazında, kıyıma uğratır oluşudur. Bu totemi tutumlayışın aksatır oluşu, sosyal yaşamda hatanın, yani kusurun; aynı zamanda yarara çevirilimidir de. Halkın bu zamanca geri kalışındaki ilke totem anlayış, bilinçli önderlerce totemin geri bıraktıran araç işlevini değiştirirler. Böylece halkın istikbaldeki, her yeni yapılaşmayı da sindirir olmalarına totem ilke kaynaklık eder.
Çünkü halkın adaptasyonunda, geçmişle tutumladığı tinsel totem yaptırım gücünde, yani geride kalmış zaman sembollerinden yararlanarak, halk üzerinde kendilik bir meşruti otorite sağlanır. Böylece yeni durumlar halka; bu meşruiyetle indirtilip, benimsetilebilir yapılabilmektedir. Tüm devrimci önderlerin başarı sırrı buradadır. Değişmiyor görünürken değişmek…
Dünya tarihi; tüm canlılara yaptığı, ayrı ayrı öğrenip geliştirmeyi insana da uyguladı. İnsanı viral ve mikro organizma düzey ve düzleminden beri, sürekli geliştirip; bugünkü organik evrim aşamasına getirdi. İnsanın toplumsal yapı oluşturmasından beri, insanların ortaya koyduğu, muazzam bir başka alan toplumun evrimini sağlar oluş başarısıdır. Başlangıçtan şimdiye gelen süreçler boyunca, farklı aşamalarla toplumlar, insanın kas gücünü; teknoloji ile iyice yetkinleştirdi. İnsanın yetileri asıl akıl ve kas gücü ile etkileştirerek, aşama aşama, emeğin zaman içindeki toplumdaki üretim kullanımını hayli geriletmiştir.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Oysa yeni efendiler insanlara, hiç de; “”dünyaya mutlu olmaları için gelen”” yaratılmışlar gözü ile bakmamaktadırlar.
EFENDİLER HİÇ BİR ZAMAN EKSİK OLMAYACAK SANKİ. BU DÜZENDE ZATEN OLMAMASI MÜMKÜN DEĞİL. TEBRİKLER. HOCAM. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ISIK TUTAN YAZILARINIZ BİR BAŞARININ ÜRÜNÜ.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta