Toplum bilimin feneriyle biz,
Zaman zaman tarihin ayak izlerini,
Zaman zaman dini efsaneleri,
Nefesimizi tutarak,
Kan ve karanlık kokusundan kusarak,
Tutunarak gerçeğin sapına,
Binmeden Anka'nın kanadına,
Uçsuz bucaksız denizleri,
Yüksek karlı dağları,
Kızgın çölleri ve azgın nehirleri aştık,
Küf ve kan kokan yüce karanlığın,
Bataklıklarında birer birer dolaştık.
Sonunda gördük, bildik ve anladık,
Çalıların etrafından dolaşmadan söylenmeli,
Nasıl bir söylenti bizimki?
Ne sadık bir derviş yolculuğu,
Ne de boş bir hikaye.
Bizim demek istediklerimiz,
Kar suları kadar saf ve temiz,
Çöl güneşi gibi yakıcı ve parlak,
Duygu ve düşünceye dayalıdır,
Mutluluk bahçelerine ulaşmak için,
Hayattan ilham almak için,
Kanı ve karanlığı ortadan kaldırmak için,
Doğayı dostlukla doldurmak için,
Yok etmeli toplumsal depremlerle,
Uzaklaşmalı boyunduruğundan,
Dinlerin, milliyetlerin ve zenginlerin.
Kayıt Tarihi : 18.3.2024 12:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!