Topla Küskünlüklerini Yoldaş
topla küskünlüklerini yoldaş topla
çoraklara gömdüğün paslı anıları çıkart
silkinsin yüreğin yılgınlıkları
çok zamandır kullanılmamış silah gibi pakla
bir çıkışı olmalı irkilmiş gecelerin
işkence odalarında yırtılmış çığlıkları
mendil gibi katlamanın elbet bir yolu vardır
bir dostun son bakışındaki gülümsemeyi
künye diye boğazına as yeni baştan
topla yorgunluklarını yoldaş topla
çok zamandır sağanakların dövdüğü
cehennem sıcağında –zemheri ayazında
yarılmış kayalar gibi diklenen kalbini onar
süpür kof yılgınlıkları coşkunun rüzgarında
sokaklara çık ve bak orada
her gözün bebeğinde sallanan bir ceset
umutsuz bataklıkta boğulan böcekler gibi
birbirine çarpa çarpa kör karanlıkta
milyonlar dolaşmakta can havliyle
yeniden birleştir ayın kırıklarını
düşünü rahvan sür gecenin dağlarına
sen susarsan bir daha
güneşin öptüğü insan kokan sabahlarda
mavi bir kelebek gibi uçmaz çocuklar
susarsan kurtulur mu hayat zincirlerinden
sevinç nasıl dolaşır atardamarında sevdanın
ve kentin gönderinde kara bir bayrak
dalgalanmaya devam eder zulum adına
kış biter-tavlanır toprak- harlanır umut
kılağlanır tırpan-ağaçlar edalanır
arala yüreğinin önündeki dağları
bilisin önceleyin dağlar baharlanır
bahara dur kırık dalın bak nasıl da sevdalanır
topla yalnızlıklarını yoldaş topla
birer mermi gibi sırala yüreğinin kütüklüğüne
hüznün yırtılmış bayrağı
küskünlüğün kıyısında dalgalanmakta
ve gecede at ılgarlayan umut
duy işte hep sana haykırmakta
“sen yoksan eksiğiz” bin daha- bin daha
Adnan Durmaz
Mart 2008
Kayıt Tarihi : 26.5.2008 02:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!