Sönmemiş bi cigara
'dumanı tütse yeter
Hafif cızırdatan bi radyo
Bahtiyar'dan bi miktar loş ışık...
Seviyor kasvetli havaları
'ama öyle stresten uzak.
Ne bir ahı var tepeye sürüklenen rüzgarın,
Ey alem! Ne de acelesi iki yaprağın.
Hasretle sarılırken birbirine çığlıkla,
Semaya yüzü dönük kadim kara toprağın.
Gökkubbe de ulaşır elbet arştan öteye
Düşüyor heceler avuçlarımdan.
Belki gece yarısına 10 var ama "yetmez" diyor akrep
"Biraz daha sev" diyor yelkovan.
Doymayan parmak uçlarım çağırıyor seni
Sanma bu kaba ve nasırlaşmış avuçlarımın duygusuz olduğunu.
En çok da onlar biliyor kıymetini
Yakınca içimi keyfine keder
Alsan bu canımı, satsan ne eder?
Ya da af dileyip olsan derbeder
Affettim deyince acın diner mi?
Safi rüzgar hem de en gürcesinden
Bi-ser ü pa maşuk halden anlamaz
Mamafih aşığı kuldan anlamaz
Gör ki bunu ey güzel, çeki düzen ver
Yağmura küsersen bağa damlamaz
Ben seni ezelden beri tanırım
Yoktu gezegende tek bir gök taşı
Henüz yanmıyorken asrın sobası
Aklımdaydın, bunu bilir bunu söylerim.
Daha sen kendini tanımamışken
Kıyıma vuran her dalga, senin denizinden
Zaten başka bir sahilde gülmedim ben hiç.
Ömür ille seninleyken son bulacak ya,
Ben hangi zehirde isem sen de ondan iç
Ki en tatlı baharların esintisinden
Taze bahar durur iken kara kışa hayranlık...
'bakın bu haksızlıktır!
Dalda çiçek açarken suyu çöllere serpmek,
Güçlü bağlar kurarken var olanı inceltmek...
'bakın bu haksızlıktır!
Yine sana yazacağım diye bir hoş oldum.
Söylerken sarhoş oldum,
Dinlerken mayhoş oldum,
Tersledin; nahoş oldum.
Şişman bir adam gülümsüyor sana
Çatık kaşlarından arınmış
Misafir gelen oturma odasına utangaç bakışlar atan ev sahibi çocuk gibi.
Şişman bir adam gülümsüyor sana
Yorgun yüzünden sıyrılmış
Hasta yatağında ziyaret edilen çelimsiz oğlan gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!