Aklımın ucundan geçiyorsun o anda
Bir otobüse binerken
Bir taksiden inerken
Su içiyorum boğazımdan geçiyorsun
Ya da gece uyurken ettiğim duamda
Eziyorsun içimi öyle güzel kızarken
Neticede her seferde ilhak edersin
Kul olurum, lâl olurum, del'olurum
'Tamam' derim, ne yaparsam 'Hayır!' dersin
El olurum, yel olurum, sel olurum.
Yaklaşırsın, yanağımdan buse verirsin
Ne dersin? Olduk mu kanlı bıçaklı?
Ya da var mı kalbinde ufacık bir kırık?
Beraberken titretecek mi gözlerin?
Ya da sözlerin deler mi beni apaçık?
Ne dersin? Biraz fazla mı oldum?
Ben aydınlığa çıksam ruh-u revan eylerim,
Sen en aydınlık iken tebessüm etmiyorsun.
Her kelamı bilirsem zat-ı'mı şan eylerim
Lügat seni bilirken hiç şeref vermiyorsun.
Zapt-ı nefse müteakkip hemdem iken kitaba
Bir şeyler vardı aramızda
Evvel zaman içimdeydi, epeyce kaldı orada
Yine zamansızca bir şeyler oldu aramızda
Sen soluksuzca yan keserken bakışlarından
Bir de benim aklım ermez senin işlerine
Hoş sohbetin vardı, merhametin vardı yanımızda.
Yüzüm kızarıyor, varoluşundan bir saat daha geçtiğinde
Anlıyorum ki bir saat daha yakınım o yola
Çünkü bir saat daha uzak kalıyorum bize ayrılan zamana
Korktuğunda ballarından süzülüp gülüşünü şenlendiren gözyaşların ele veriyor seni.
Çünkü beni anlatıyor ko(r)kun.
Tıpkı kulağımda yankılanan sesinin bitmeyişini beklemek gibi sarıyor hasretinin kaba duruşu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!