Ümit
Ne zaman resmini başucuma koysam
Orda pencere gibi
Hemen arkanda kanat çırpan serçeler
Düşlerime çıkagelir
bencll.
Şımarık.
Aklına estiiği gibi nereye kadar?
Kendine vaat ettiklerinden şimdi elinde neler var?
Vale kız papaz
düşmeseydin öyleyse yalnızlığıma,
ürkek bakışlarını kaçırırken tenime değen mutsuzluğunla.
ürperen arzu dolu kadınlığın,
titreyen göğsün ve ruhuma boşalan o kupkuru yalnızlığıma inat kana kana içtiğim hayratın,
gözünde, etinde, içinde... acıların
ıslaklığın kadar kadınsın.
Sen titrek elinde terk edişimi tutuyorsun güzelim,
Ne olur artık bırak, gideyim.
Dönecek misin dersen?
Cevap veremem, karşıma ne çıkacağını bilmeden.
Bayram değil, yollar şimdi ücretli
Senden göç etmek epey pahalı
bu kez sana gelmek mümkün değil;
önümde bitirmem gereken savaşlar var.
Somali'de aç bir çocuk,
Suriye'de enkaz bir kent var.
bu kez sana gelmem çocuk,
senden önce üstümde ağırlığınca bir adam var.
içimde bir ormanda kesişen iki karanlığın uyumsuz,
ayıp, tutarsız sevişmesini sana nasıl açıklayabilirim?
kuşkusuz ki, şehrin sert soğuk duvarları güven sunuyordur sana
sen gizlendiğin duygularına yeni keşfolurken...
senin içinde süslemeli bir vitrine ait sessiz bir manken dinleniyor,
Sen dilediğin pozu takın,
Sen gülümsemeni,
Tavlayışını beni,
Savuruşunu saçlarını.
Sen rüzgara karşı,
Ben rüzgara kapılmış.
Sen bana yaşamdan söz et,
Düşlerinden
Yağmurdan,
Fırtınadan...
Sen bana bastığın çamurdan, gördüğün ışıktan...
Geçtiğin yoldan,
limanlardan salınmış serseri teknelerden birindeydi,
yüzlerce kayada parçalandı sırayla.
parça parça döndüğü bir kumsalda,
güneşlenen ayaklar altından ayağa kalktı.
ilk işi;
ham ağaçlardan sal yapmak oldu,
Aslında ben de şaşırdım bu yürek sensizliğe nasıl dayandı?
Beşiktaş vapurundan indiğimde fark ettim dağınıklığımı,
Yokluğunda hiç kesmemiştim sakallarımı.
Simitçinin bağırışıyla toparlandım
Sana hiç söylememiştim simitçinin karakoldan eski bir arkadaş olduğunu.
Aslında hiç fark etmemiştin arkadaşlarımın çokluğunu...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!