Tohumların sessiz çığlığı...
Su vermek istemiştim susamış ağaçlara, kurumuş topraklara
Bu niyetle çıkmıştım yola,
Canım babamın meftun olduğu Kirazlı kabristanına
Bilemedim suya doyan toprağın insan bedenine doymadığını
Bir tohum daha düşmüştü vardığımda toprağın bağrına sessizce...
Hani bazen hayat çok yorar bizi
Fırtınadan kaçan gemi gibi sığınacak bir liman ararız o zaman
İşte o an çok güvenli bir liman olur
Ahiret yolculuğunun durağı bu garibe
Sessiz ve içten sohbetlerin doyumsuz tadı bir başka olur bu limanda...
Bir ses gelir taaa derinlerden:
"Bir zamanlar bizde senin gibi toprak üstündeydik
Şimdi yeniden doğumu bekleyen sinedeki bir tohum olduk
Üste çıkmak artık bizler için namümkün,
Lakin sineye düşmek senin için an meselesi..."
Haykırıyorlardı hep bir ağızdan sessiz çığlıklarla:
"Sabaha her uyanışın yeniden dirilişindir!
Neden akıl etmiyorsun Rabbinin seni ne çok sevdiğini?
Yoksa her seferinde verir miydi hayatını geri?
Düzelt öyle gel bana, der miydi hiç sana? "
Bak güneş de sessiz ve mahzun terk ediyor seni
Yeniden doğmak için toprağa düşen şu bedenin seyircisi de pek çok!
Siz! sessiz çığlıkların sahipleri
Artık susun, n’olur susun
Onlar size sağır, onlar size kör, onlar dünyaya aşık gibiler susuz kalan bu günde...
Kayıt Tarihi : 25.11.2014 16:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!