Belki son günümüz; vakitlerden yarın
Gönlümüzde yar tutacak o son düğünümüz
Kardan beyaz
Gülden tomurcuk; ilkyaz, bahar sevgili
Say ki her dileğimiz; dikensiz, dalsız bir gökyüzüymüş meğer...
Uçuşunu koy yüreğine kırlangıçların,
göçünü turnaların
Kanatsız meleklerin sözüne güven olur mu, olur elbette
Aklına gelen ilk düşünü koy, hemen şuracığa
Belli ki kınasız
Ayak parmaklarındaki o eski sızı...
Önümüz kış,
Solumuz sağımız da öyle
İlk yıldızı sev, zifir gecede kayacak olan
Ki her dileğimiz sessiz, sabahsız bir yazıymış meğer...
Düzlüğünü koy imdadına zor yokuşların
Onulmaz kalplerin atışını seven olur mu, olur elbette
Arada tökezleyen
Sol yanına denk gelen ilk bakışını tut sevgilinin
Belli ki sılasız
Dudaklarındaki ilk gülüşü gurbetin, o eski izi...
Günümüz kış,
Dünümüz, yarınımız da soğuk böyle
İlk hecede ıslanacak olan alfabeyi düşün
Ki her hikâyemiz kusursuz, tertemiz bir sancıymış meğer...
Bir isyana mihman dokunuşların direncini koy,
Aldırma şekline şemaline
Bakıp da sevgilinin gül cemaline
Tımarsız mur-atların coşkusunu hissetmeyen olur mu, olur elbette
Kor olup yüreğimizden ateş gibi yükselen vakitler
Say ki dumansız tüter böylesi günde...
Ayak bileklerindeki o eski pranga kırılsın artık
Düşümüz yine düş,
Azımız çoğalsın her gülüşte
Soğuk ve ıssız bir gecede u-yanacak olan
Serhoş sevdayı koy yanı başımıza;
Söyle otursun artık, otursun baş köşede...
Sevgili gülüşlerini halhal gibi sıraladığın
kar beyaz incilerden
bir zemheride üşümek de
ne zormuş meğer...
Bülent Öntaş, 31.12.2025
Bülent ÖntaşKayıt Tarihi : 31.12.2025 11:53:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!