Eskiden, pek samimiydi Tilki ile Tavşan
Araya girmeseydi nefis denilen şeytan
Mütevaziydi Tavşan,hem iyi de biriydi...
Tilki’de doymak bilmez, oldukça da sinsiydi;
Yaşıyorlardı, köyden dışarı bir ormanda...
Orman da baya bir genişti,aynı zamanda
Derken,Tavşan yine çıkıvermişti yuvadan
Ot toplayıp gelirdi aşağıki ovadan
Hem yavruları da büyüdü, çıkıp gezerdi...
Tilki’de, av bulamazsa kümese giderdi
Birkaç tavuk yedi “açgözlülük etmemeli”
Tavşan da “yavruları, fazla bekletmemeli”
Diyerekten, ikisi de ormana döndüler
Vakit de çok geç, daha erken dönmeliydiler
Olacak ya, bir yavrusu kayıptı Tavşan’ın
Nasıl bulacaktı bu saatinde, akşamın
Tavşan’ın canı pek sıkkındı,evlat acısı...
Bir yandan da çare ararken küçük bacısı;
Aslan’la Tilkiy’e gidip, yardım istediler
Onlar, “ sabah arayalım hava sis” dediler
Ayıp ettiler Tavşan’a hem de büyük ayıp
Bunlar, sis derdinde; Tavşan’ınsa yavru kayıp
Lakin tavşan, sis görür mü hiç, çıkıp arayıp
Bitkin geldi yuvaya, yavruyu bulamayıp
Sabah olunca Aslan,Tavşan, Tilki, Karınca...
Taradılar ormanı, güçleri kararınca
Tilkin’in karnı aç, bu işe homurdanıyor
Hem bir bulsa, şuracıkta yemeyi planlıyor
Bunun hayaliyle aradı Tavşan’ı, buldu...
Boğazladı yavruyu,oracıktan kayboldu
Afiyetle yedi tavşanı sonra da uyku
Mışıl mışıl uyudu ne tereddüt ne korku
Çok geç anladı hatasını lakin ne çare
Üstelik yakaladı Tavşan fakat biçare
Ama buldu cezasını, gidince kümese
Belki de böyle olmazdı, Tavşan’ı yemese
Çiftçi buna bir çan taktı,tutup, ensesinden
Ve daha da avlanamaz oldu, çan sesinden
Pişman oldu, kendi kendine de hayıfladı...
Dersini aldı ama, epey de zayıfladı
Mahcup tabi, gidip özür diledi Tavşan’dan
Tavşan’da kemirdi çanı,çıkardı boynundan
Sonra dedi ki “ açgözlülük ettin edeli
Kalmadı itibarın, ağır oldu bedeli... “
Abdülmuttalib Özkaya
Kayıt Tarihi : 5.10.2017 21:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!