Teşkilat Ercan Şiiri - Dursun Elmas

.....'Bu günün genç ülkücüleri; lütfen davanızın adamı olun, inancınızın, idealinizin adamı olun.
Talimatı önce inancınızdan, idealinizden ve vicdanınızdan alın.
Asla vefasız olmayın.
Allah bütün geçmişlerimizin taksiratını affetsin mekanlarını cennet etsin. (Ercan POYRAZ)

.....'Ercan biraz da “doğrucu Davut’a “benzerdi. Her doğruyu her yerde söylediği, zülfü yare dokunduğu için fincancı katırlarını ürkütüp,fildişi kulelerde kabul görmezdi...(Oğuzhan CENGİZ)

.....'Ülkücülerin ağabeyi Galip Erdem Ankara’da ne ise, Ercan Poyraz da İstanbul’da o sayılırdı.
Sırtına koli koli kitap yüklenir, koltuk altına sıkıştırdığı dergileri tabanvay ile dağıtmaktan keyif alırdı.
“Günün birinde”inancı ile “Ülkücüler, Ülkücü geçinenler ve ülkücülükten geçinenler”e dahil tuttuğu çeteleyi herkesten gizlemeyi başardığı için, “geçinenlerin”gözünde “şüpheli” göründükçe gözümüzde daha da büyümüştü.
“Yitik kuşak”olarak bizim “Karabudundan çeri” olarak nitelendirdiğimiz “sorumluluk sahibi ülkücü işçi”olan Ercan Poyraz’ı yitirdik... (Yavuz Selim DEMİRAĞ)

….. 'Ercan Poyraz, “yenik düşmüş “gibi görünen bir medeniyetin “asi çocuklarından”biriydi.
Gençlik yıllarında gönlünü kaptırdığı “ÜLKÜ”denen nazlı yarin peşinden son nefesine kadar, bıkmadan, yılmadan, yıkılmadan koştu durdu! ..
“Şahsi ikbal kaygısı olmadan sırf ALLAH rızası için mücadele eden bütün dava arkadaşlarına ve kederli ailesine başsağlığı diliyorum! ..
Cenab-ı Allah gani gani rahmet eylesin! .. (İsrafil KUMBASAR)

.....'O,ardında sadece engelli iki evlat ve gözü yaşlı bir eş bırakmadı.Ülkücü şehitlerimizn ve 12 Eylül mağduru ülküdaşlarımızn aileleri de yetim kaldı.
Ah Ercan, Poyraz Ercan! .. (Servet KABAKLI)

…..'Çaresizliğinin son deminde uzanan “el”den “el”almış,nerede bir 12 eylül savrulmuşu “dava eri” duymuşsa koşmuş, yarasına merhem olmak için çırpınmıştı…
Ercan nur içinde yat. (Arslan TEKİN)

.....'Mücerret ahlâkın koruyucusu idi.
O’nu bir fazilet abidesi olarak gördüm hep… (Ergün GÖZE)

.....'Ahhh! Ercan abi ah! gün gelip senin arkandan yazı yazacağımı hiç mi hiç düşünmemiştim.
Seni mücadele ettiğin insanlar yenemedi,fikirleri alt edemedi ama yüksek tansiyona yenik düştün be Ercan abii! ! !
….O, hep davasıyla yaşadı. Davasıyla öldü. Ülkü devleriyle kucaklaşmaya uğurladık “Teşkilat Ercan’ı…
Ruhun Şad, mekânın cennet olsun… (Kemal ÇAPRAZ)

.....“Hareket vazgeçilmezlerine saygı göstermelidir” (Özcan YENİÇERİ)

.....“Babamın,Ercan POYRAZ’ın değerini şimdi daha iyi anlıyorum.
O’nu her zamankinden daha çok özlüyorum! ... (oğlu Mehmet Öztürk POYRAZ)

.....'O dağı dağlığından,devi devliğinden utandıranlardandı.
O, son dönem Türk bedbahtlığının buruşuk bir resmi idi…Ercan bizim acıya gark olmuş tarihimizin somuttan da somut bir nümunesiydi…
Keşke herkesin ruhu da Ercan’ın ruhu kadar şad olsa; şad olabilse… (Mustafa YENİŞEKER)

…..'İstanbul’dan ailesi,arkadaşları,ülküdaşları ve akrabaları; Ankara’dan Ramiz ONGUN; Yılma DURAK,Ahmet MALKAN, Himmet KAYHAN ve ülkücü gazimiz Ahmet KALELİ’nin kardeşleri, yakınları gibi dostlarla Ercan’ı Ankara –Nallıhan-Eymir köyüne defnettik. Mekanın cennet olsun Ercan! ... (Cevat SARAÇ)

………”Ercan poyraz garip bir adamdı…Ama adam gibi adamdı…”
Yunusluğuna, Yavuzluğuna şahit olduğumuz dost hakkını helal et, sızın içimizde hep sızlaycak… (Necmettin ÜNALMIŞ)

…..”9 dakika süren son görüşmemiz 10.07.2006 saat:12:15:29 olarak kaydedilmiş.Ayrılık emri gelmeden 12 saat önce.
Artık sen de gök kubbede hoş bir sadasın. Eh be dostum ayrılık bukadar yakındı da neden neden haber vermedin?
her şeyden haberi olan senin, bundan haberin yoktu deme sakın. Haberin yoksa neden “hakkını helal et “dedin? Kabrin pür nur, komşun Resul-ü Ekrem efendimiz olsun…(Kemalettin Sami GÜNER)

…..'Ercan Bey kıyafetine çok önem vermediği için biraz dağınık bir görüntü verirdi. Onu bu haliyle değerlendirenler zarfın içindeki mazrufu görmelerine imkan yoktur.
O’nun adı “vefa”idi…. (Fatma HAŞATLI GÜNER)

…..'Şimdi “o” Önkuzu ile; Özmen’le, Kılıçkıran’la, Haşatlı ve Sazak ağabeyi ile birlikte şehit ülküdaşlarına kavuştu… (Hakkı Şafak SES)

…..'1980'li yılların başında Beyazıt ve havalisine bir defa dahi gelmiş olsanız, eğer ÜLKÜCÜ iseniz onu mutlaka Ercan POYRAZ'ı tanırsınız. O, bütün ülkücüleri tanır ve tanıtırdı…(Nazım KURUCA)

“Yıllar yılı Türklük niçin yoruldu
Taptuk tezgâhında pişti duruldu
Eğilmedi, parçalandı, kırıldı
Kür Şad’ın katına göçtü Ercan’ım” (Dursun ELMAS)

.....'Kim demiş yiğidin adı yok diye!
Yiğidin adı Ercan Poyraz!
Ben ise sana son vazifesini bile yapamamış bir gönül dostunum.Arkadaşınım. Hakkını helal et… Ruhun şad,mekânın cennet olsun… (Sait GÖNEN)

…..”Sen; Türklüğün kaderi gibi onurlu, zorlu, yalnız ve bağımsız yaşadın.
Hayatın boyunca verdiğin mücadelenle tecessüm ettirdiğin mesajın kalbimizde seninle birlikte yaşamaya devam edecektir..
Rahat uyu sesiz dev adam…Huzurlu ol atom karınca…
Yattığın nur, mekânın cennet olsun… (Mustafa VERKAYA)

.....'O bir köşe taşıydı…Bu çağda bir derviş hayatı yaşayan müstesna bir insandı.
yaşadığımız müddetçe hatırasını yaşatacağız..
Hatırasına hürmetimiz sonsuz.. (Ramiz ONGUN)

……'kelimenin tam anlamıyla inanmış bir müslümandı. Asla riyakar değildi.
O; atası Alparslan’ın “biz temiz Müslümanlarız, bi’dat nedir bilmeyiz” ilkesine bağlıydı…(Rasim EKŞİ)

…...'Kapı kapanır kapanmaz eşim gözleri nemli vaziyette yanıma geldi:
“Ayakkabılarını çevirirken gördüm. Ercan ağabeyin ayakkabılarını altı delikti.”
Ertesi günü aynı aykkabılarla yeniden gelen Ecan Ağabey,bu defa sohbetinin lezzetini tattırıp, yastığımın altına bıraktığı zarf içinde eskiyen pencereleri yeniden yaptıaracak paranın fazlasını bırakıp gitmişti…
İşte Ercan POYRAZ böyle bir Alperendi… (Ahmet KALELİ)

…..'Benden ziyade o “davası” ile evli sayılırdı…Yirmi yıl aynı yastığa baş koyduğum eşimi O’nun ömrünü verdiği kitap sayfalarına nasıl anlatacağımı bilmiyorum…Arkadaşlarının “Teşkilat ERCAN” dediği eşimi İstanbul Ülkücü işçiler Derneği Başkanlığı çok yıprattı.
…1980 öncesindeki bir olay yüzünden yirmi dokuz yıl sonra otuz altı yıl hapis isteği ile yargılanıyordu.
…Yalan dünyada hiç kimse kendisine ölümü yakıştıramaz. O'nu veren Allah geri aldı. Ama ben sanki her akşam gelecek diye bekliyorum.
…Hayatı çile ile geçen bir insanın, herkesin derdine derman olmaya çalışması çoğunluğa inandırıcı gelmez… Ama o öyleydi işte…Cenab-ı Hak O’nun yaptıkları karşılıksız bırakmayacaktır. Allah’ın rahmetini esirgemeyeceği Ercan’ı dostları da duasız bırakmasın…(eşi: Halime POYRAZ)

___________Saygıdeğer dostlar;
Yukarıda kitabın kapağı ve kitabın içinden alıntılar yapatım. Elbette 320 sayfalık kitabı buraya sığdıramazdım.
Merhum Ercan Poyraz'ı tanımayanlar 'keşke tanımış olsaydım' diyecekler. O'nun hayatındaki çile ve ıstırapları, fedakarlıkarı okudukça göz yaşlarını tutamayacaklardır.
Rahmetliye, vefatından iki ay kadar önce “Beyazıt Camiinde rastlamıştım. Değnekle yürüyordu. Şok olmuştum. Atom karınca değnekle yürüyordu.
Üstelik tıraşı da vardı. Kucaklaştık. Ağlamaklı bir hali vardı.
Hakkında 29 yıl sonra otuz altı yıl hapis istendiğini anlattı. Adeta bir dağ devrilmişti. Dakikalarca donakaldım, ayrılıp kucaklaştıktan sonra Koca çınarın altında dakikalarca ağladığımı hatırlıyorum. Ta ki Ergün GÖZE ağabeyimin selamını duyuncaya kadar ….
Rabbim seni Resulüne komşu eylesin Ercan ağabeyim…