Annelerin gelmiş geçmiş en büyük silahlarından terlik. Tarihçesine girecek olursak, çok derin. Tarihte ilk terliği kim, kime fırlatmış? Hiç işim gücüm yok günlerce, aylarca bunu araştırdım... Olay Milattan Önce 8. Asırda gerçekleşiyor. Bir mağarada onbir çocuğu ile yaşayan karı koca yemek yüzünden tartışıyor, tuza batırılmış horosororsus cinsi, dinozor eti yemeği beğenmeyen evin beyi, pardon mağaranın beyi, hanımına cart curt edince, hanımı da yine beyinin yaptığı ceylan derisi terliği kocasına hışımla fırlatmış, sonrada ''Zıkkımın pekini.'' ye diye çıkışmıştır...
Gelelim terlik fırlatma tekniklerine. Anneler mutlaka bir köşeye ayırırlar fırlatılacak terliklerini. Her terlikte bebelere fırlatılmaz. Fırlatılan terliğin hızı saatte kırk kilometrenin altında, doksan kilometrenin de üstünde kesinlikle olmamalıdır. Kırk kilometrenin altında oldu mu hedefe ulaşması, üstünde olduğu zamanda yaralaması ihtimal dahilindedir...
Eğer ki solaksanız sol eliniz ile, sağı kullanıyorsanız da sağ eliniz ile fırlatmalısınız... Bir eliniz ile iş yapıyorken, örneğin ütü yaparken fırlatmanız, biraz tehlikeli olabilir, kaza geçirebilirsiniz. İki elinizin de serbest olması kendi yararınızadır...
Terliği fırlatırken de içinizden çocuğunuza dua edebilirisiniz ''İnşallah kötü bir yerine gelmez.'' diye. Sizin duanız sonucu o terlik ilgisiz fazla da acıtmayan bir yere gelecektir mutlaka... Ama her şeye rağmen yine de fazla acıtabilir terlik çocuğunuzun bir yerini...
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta