Kaç memleket terk edilir kavuşulmaza?
Acı için midir terk_i beden?
Nasıl bir terk ediştir ki bu,
Ruhu, sükûta erdireceğine inanıp bir gün alıp pılını pırtını terk ediverirsin bu sırlarla örtülü memleketi.
Yelken açarsın uzak sevdalara.
Ülke ülke kucaklarsın en biçare beden avutuşları.
Yalnızlığın hırçın maskesi altından kör gözlerle bakarsın uzak ülkelere.
Hissiz ellerle okşarsın, kansız dudaklarla ıslatırsın susamışlığını.
Şimdi yoksul sevda kırıntısıdır tek yaşanan, korkak mazine ihanetindir kaçışın.
Sessiz sedasız yalnız senin olan, sana kalmış samimiyetsiz bir krallıktır demir attığın.
Varlığın yokluğun memleket hasretinde tutsak.
Oysa diyarlar ardında kaç köyün vardır daha ayak basmadık,
Kaç şehrin hiç görmediğin, hiç kaybolmadığın en sedasız sokaklarında.
Kaç denizin vardır daha tuzuna bulanmadığın.
Kaç havan solunmadık.
Kaç yorgunluğun vardır daha,
Kaç kalp atışın.
En sevdanda mahpus bırakırsın aşkını,
Söküp kalbini bırakıp kayboluşunda terk edersin bedenini.
Sevda_i ebedini, gönül mahremini, bulup kaybedersin bir gün.
En el değmedik kara parçasıdır ülken.
En sükûn bulmuş.
Arayışların ötesidir dünyanın diğer ucu.
Bütün farkındalığınla terk edersin işte.
Bütün farkındalığınla,
Zaruri bir imkânsızlıktır bu terk ediş.
Sana sunulmuş hapisliktir, özgürlük dolu, sınırsızlık dolu okyanus.
Çaresizliktir, fedakârlıktır, yoka değiştiğin sınırsız dört duvar.
Gözünden sakındığın ülken,
Şimdi kör bakan tahta bacaklı korsanlara mı emanettir?
Kurtlar sofrasına sunulmuş körpe ceylan mıdır ülken?
Kurda kuşa yem edilecek kaç yüreğin var ki senin?
Nerde yeminlerin?
Nerde dönülmezliklerin?
Nerde seni sen eden sevdan?
Nerde denizden pak, buluttan ak ruhun?
Kimdir bu adalet koyucu, kimdir bu sakındığın gözüne çöp batıracak olan?
Yoluna çiçek dökeni, uğruna kan dökecek olanla değiştiren,
Dalına pisleyecek kargayı görmeyişle biçare kılan kim sevgiliyi?
Kim martıyı gurbetten mahpusa atan?
Yürek daha kaç parçalanışa gebe?
Daha kaç yok oluşa, kaç kaybedişe…
Kaç hadi yüreğinden, kaç gücün yettiğince, okyanuslar bitene dek kaç.
Gücün tükenene dek kaç.
Avut kendini yersiz, zamansız, imkânsız nefretlerinle.
Kin kus bedenine.
Sustur kalbini.
Kapat gözlerini, sıkıca kapat, firaridir gözyaşların.
En firari haykırışlara gebedir okyanus kırıntıların.
Gücün yettiğince kaç kendinden.
Seni hiç eden sevdandan,
Yârinden...
...
Bir bahar günü olacak gelişim.
Sevdam, ceylan gözlüm.
Okyanus getireceğim bir bahar
Kaldırıp üzerinden o ak örtüyü,
En sevda halimle uyandıracağım seni.
Okyanus içireceğim sana bir bahar günü.
Kayıt Tarihi : 31.8.2007 22:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yazılsaydı uzun bir şiir olacaktı. Eksik kaldı... Bahara gelmedi dönüşüm. Dönmedimde, sevemedim dönmeyi.. Ben dönmeyi sevmedim o şiiri. Haklıydı; Kim ne etsin yırtık, soluk, çamura bulanmış serseri bir müsvetteyi...
Nerde dönülmezliklerin?
Nerde seni sen eden sevdan?
Nerde denizden pak, buluttan ak ruhun?
Kimdir bu adalet koyucu, kimdir bu sakındığın gözüne çöp batıracak olan?
Yoluna çiçek dökeni, uğruna kan dökecek olanla değiştiren,
Dalına pisleyecek kargayı görmeyişle biçare kılan kim sevgiliyi?
Kim martıyı gurbetten mahpusa atan?
***
Gönül gözün açık olsun .. Harika dizeler..Saygılar..Selamlar..Şair Ahmet Tekin
İçtenlikle ve tam puanla tebrikler.
TÜM YORUMLAR (18)