Hadi dürüst olalım, önce kendimize
Bırakalım bu çaresizlik edebiyatını
Şikâyet ediyoruz: İşimizden, şehrimizden…
Yalnızlık hissinden dem vuruyoruz… en çok geceleri
O dursun bi köşede… Bizimle baki…
Kalanları tercihimiz değil mi?
Bağımlılık… Zorunluluk… Mecburiyet…
Adına her ne diyorsak
Değil. Hiçbirisi değil.
TERCİH
Mecbur olduğumuz tek şey var bu hayatta
O da hayatın kendisi
Yaşamaya mecburuz
Günümüzü, saatimizi bilmiyoruz madem
Hani intihar da kaçmak gibi biraz… yani bize uymaz
Ez cümle… ölücez lan ölücez!
Bu beden, bu çul çaput, bu binalar, arabalar, para pul…
Hep toprak olmayacak mı dostum, söyle hele
Tek ihtiyacımız nefes almak
Başarıyor muyuz? Hayır! Asla!
Kendimizi görünmez iplerle bağlamışız
Onlara bin türlü isim takmışız
Bir şarkı sözü kadar basit oysa
Soldan sağa dört harf: ÖLÜM
Yazılmamış beş harf: HAYAT
Yazamıyoruz çünkü
Elimizi, kolumuzu, ayağımızı bağlamışız
Yazamıyoruz o hayatı
Yaşayamıyoruz
Oysa yazılacak şey o kadar az ki
Hayat… Nefes… Tercih… Ölüm…İşte hepsi bu!
Bir avuç toprağın altında, söyler misin bana?
Dönüp bakılıyorsa ordan bu yalan dünyaya
Diyebilecek misin?
Yaşadım ulan gönlümce!...
Kayıt Tarihi : 27.6.2025 02:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!