yaşama herbiri ek gibiydiler,
hepbirlikte terli gittiler...
eğer 16 kişinin öldüğü bir uçak kazası olsaydı onların yerine
tanışan ölümle,
ölen;
hani 'yaşar ne yaşamaz ne yaşar' misali yaşarken,
eski bir kamyonetin arkasında, tıkabasa hayata,
terli, havasız, güvensiz, ölümle randevusuz çatkapı samimiyetleri varken;
yani,
yerine 16 kişinin,
parlak beyaz bir uçak düşseydi urfa'da,
emin olun düşmezdi gündemden.
şimdi, sağ tarafta gazetenin,
sıradan bedenleri, ölümleri, sıradan insanların.
bir eklentiydiler, hayata tutunurken elleri
çileğinizi topladılar, sofranızdaki domateslerinize değdi elleri,
su verdiler toprağa,
sıcağa, ne gölge ne de güneşte perde,
güneşi kuruttular üzerilerinde.
onlar yaşama bir ek'ti
eklenince sereserpe, cansız, terli
bedenleri dağılıp saçılırken gün yeniydi.
güneş öptü herbirinin emek kokan terli yanaklarından, sırtlarından, saçlarından, ellerinden, gözlerinden
bilirdi güneş;
onlar asla fazlasını istemezken,
10 liradan düşünce sigara parasını ekten
7 liraya bakardı mideleri, evdeki yetimi,
hatta iskelet kedileri.
onlar asla fazla olmadılar, yük olmadılar, zalim bile olsa hayat
fazla olandı, üzerlerine doğduklarında yapışan zalim hayat
hayat,
kupkuru bir ölümle geldiğinde o kapkara yolda giderken
kırılmış ayaklarına bir parça bez sarmak yerine giderken
mucur bir tokat gibiydi aynı, vurduğunda bedenlerinden giderken
kısa ve acısızdı onlara ödülü hayatın
onlar giderken, giderken, giderken...
güneş bilirdi, derdi;
ek'lerin ağırlığı neki..
yandığımdan gelen ışığın ağırlığı neki..
ölümün ağrı'lığı neki..
karıncanın ağırlığı neki..
karıncalar kadar çoksalar size ne ki?
ertesi başlayan sabahdan
ölenlerin mezarda terleri daha kurumadan
ölümün çat kapı rahatlığından
açlıktan, çaresizlikten, namuslu yaşamaktan,
daha neşelisi bile olsa ölüm, yaşamaktan,
ateşi çıkmış eski kamyonet yola düşmeden
arkasına üşüştüler herbiri korkmadan
ve
ateşi çıkmış eski kamyonetin arkasındayken
koşar adım, dört teker hızındayken
300 metre ölüme yaklaşırken
yani çeyrekten çeyrek, daha yakınken,
asla şoföre 'yavaşla bilader' bile demeyeceklerdi
ilk korkan, ilk ürken, ilk çaresiz demesinlerdi
ölüm diye biriyle tanışmayı yeğlerlerdi.
Hakan KaradumanKayıt Tarihi : 31.5.2009 00:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!