İşyerinde misin? Arasındaki küçük farklılıklar için kıskanın birbirinizi, bütün gün tartışmanız aranızdaki kademe farkı olsun! Boşuna koymuyorlar bu farklılıkları… Biri ötekinden 100 lira fazla alır. Diğeri ona iş buyurur. Aynı okul mezunu da olabilirsiniz, ama, işverenin buna ihtiyacı var. Kavga edin birbirinizle, kavga etmezseniz nasıl idare edecekler sizi. Bir araya gelirseniz, işin gerçek yüzünü görürseniz kim durdurabilir sizi. Hayır olmaz! Burnunuzdan ilerisini görmeyin, birbiriniz arasındaki küçük farklılıklarla yiyin birbirinizi… Yiyin ki başınızdakiler rahatlasın.
Otobüste misiniz? Yaşlılar gençlerin gözüne baksın! Gençler roket gibi fırlayıp boş koltukları kapsın… Ama ha… Neden bir otobüs fazla çıkmıyor diye sormayın birbirinize… ‘’Bunlar da genç olacak, ne saygı kaldı ne terbiye’’, ‘’hepsi uyuma numarası yapıyor yer vermemek için’’ gözlerinizle gözlerini oyun… Sanki size verilmiş özel bir hak oturmak. Çünkü zamanında mücadele etmediniz. Buna karşılık bir aferin olarak oturmak resmen tanınmamış bir hakkınız… Sakın tepenizdekilere dil uzatmayın, Sıkışıp kaldığınız otobüste birbirinizi suçlayın, balık istifi sarılın birbirinize, ağız kokusu hoştur ter kokusu emeğin ürünü böyle yerlerde, bulaşıcı hastalıklar yayılacakmış ne önemi var… Bütün öfkenizi birbirinize kusup rahatlayın yeter.
Genç misiniz? Neyinize gerek sorgulamak, genç demek asker demek, asker oturmaz… Nasıl olsa hızlısınız, otobüse de erken binersiniz. Boş koltukları doldurursunuz. Sizde de mücadele isteği olmadığına göre ihtiyarladığınızda ayakta duracaksınız, kendi geleceğinizi yaşlıların o buruk suratında görerek, oturma hakkını şimdiden kullanın. İçinizden ‘’Moruk gözüme bakacağına gençliğinde mücadele etseydin, şimdi bu duruma düşmez hepimiz de rahat ederdik, görevini zamanında yapmadın, bize bir yığın borç bıraktınız, bir de utanmadan yer vermemizi bekliyorsunuz, şimdi cezanı çekin. Herkes layığını bulur’’ deyin… Ezilmişliğin acısını birbirinizden çıkarın. Üstünüzden bir şey istemeyin, onlar sizleri sınava tabi tutmak için varlar. Sizlerin sabrını deniyorlar. Hayatta hiçbir şeyde başarılı olamasanız bile sabır testinde sınavı kazanmakla iftihar edebilirsiniz. Birbirinizi kırın, ama yeter ki üstekilere dil uzatıp huzurlarını kaçırmayın… ‘’Her şeyi devletten beklemeyin! ’’ Siz de yardım edin!
Aman ha bireysek ve küçük çıkarlarınıza sıkı sıkıya sarılın. Sakın taviz vermeyin onlardan bu millet kum gibi kalabalık da olsa kum gibi üstünde durduğu zemine da yapışık… Birleşip bir beton olmaya niyetli değil… O betonluğu kişiliklerde arayın. Yani özel bazı kum tanelerinde… Kumdan olsun yaptığınız toplumsal inşaatlar… Bütün ülkelerin işçileri emekçileri bölünün, bölünün ki, başınızdaki kasaplar rahat etsin… Sizi boğazlarken onları terletmeyin…
İşçi veya toplum önderleri misiniz?
Bölüne bölüne çok başlı ejderha olursunuz, her başın ayrı yönlere doğru tırmandığı ejderha olduğu yerden uzaklara açılmaz, açılamaz yakın çevresi de korkudan yaklaşamaz, böylece müzelik olarak ilgi çekmekten başka işe de yaramaz. Gelişmeyen her şey bir gün cazibesini kaybeder, cazibesini kaybeden bir şeye artık nazar değmez… İşkence görerek, hapse girerek, kaçak hayatı sürerek yeteri kadar emek verdiniz bu topluma, rahatlayın. Değişim değeri olmayan, yani kimsenin pek işine yaramayacak üretimler gibi… Geride yenilgiden başka bir şey bırakamadığınız halde kendinizi kahraman gibi görmekte serbestsiniz. Asla nerede hata yaptık diye sorgulamayın geçmişinizi. Belki yanlışlarınızı görür de doğru bir iş yapmaya başlarsınız… Bu da üstekileri rahatsız eder. Aman onlar rahatsız olmasın… Kolay yönetsinler ve sizleri bunaldıklarında şamar oğlanı gibi kullansınlar… Yenen her sopa, parlayan yıldız gibi terfi ettirir sizi… Aşağılanmış sayılmazsınız… En zor şey insan kazanmak, insanla uğraşarak kaybedeceğiniz zamanın onda birini kullanmış olursunuz tutuklandığınızda…
Küçük birimler halinde sürdürün varlığınızı, toplumsal sorunları çözecek bir araç olmaktan uzaklaşsanız bile, (zaten her toplum hak ettiği gibi yaşar) siz kendinizi düşünün, şirket kör topal ayakta dursun. Tetikçilerin borusu içinde bir çekirdek olursunuz. Ancak düştüğü yeri yakan bir çekirdek… Bu da sizi hedefinize götürmek şöyle dursun, karşı güçlerin alanını rahatlatır. Onların yönetimini kolaylaştırır… Kolaylaşsın… Onlar terlemesin, onların teri kutsal değil, onlara daha çok kazandırmak için işçiler terlesin, kutsallık işçilerde kalsın… Bundan daha iyi hizmet mi olur sınıfınıza?
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta