Tenimde tuz kurusu Şiiri - Yorumlar

Cevat Çeştepe
1210

ŞİİR


147

TAKİPÇİ

/karaya vurmuştum o gün, çırpınıyordum çatlak topraklar üzerinde
belki sonsuz bir rüya doğuruyordum kim bilir, gidişimin öncesinde/

*

boş sokaklar, boş pencereler …

Tamamını Oku
  • Küçük Ali Yıldırım
    Küçük Ali Yıldırım 09.03.2009 - 16:52

    ne zaman bir gemi geçse açıklardan, gömülüyor başımız kumlara
    sonra başlıyoruz gündelik yaşama, ben bir şiir oluyorum mesela
    sonra sen en sevdiğin türkü, bütün yörelerinden birden iklimlerimin
    günün selamı oluyor duvarlarda, dokunduğunda sazının tellerine sesin ….
    özlemi ve hasrete anımsatan,anlatan bu dizeler için kutluyorum yüreğineze sağlık.

    Cevap Yaz
  • Berkay Kur
    Berkay Kur 09.03.2009 - 15:59

    ömrümüz sevişerek böyle yaşanmış, açıyoruz güneşe çamaşırları
    ama sevda kokusundan buhar olmaz ki, neden tele asıyoruz balıkları
    birazdan denizden şiirler eser, ilk söz olmak için yeni masallara
    bir çocuk belki sen ya da benim gibi, sahilde bakarken avucundaki balığa ….

    Sizi ve eserinizi alkışlıyorum Cevat hocam, mükemmel bir çalışma, kaleminiz var olsun. Saygılar.- Berkay Kur.

    Cevap Yaz
  • Yüksel Yenicecaglar
    Yüksel Yenicecaglar 09.03.2009 - 15:57

    /karaya vurmuştum o gün, çırpınıyordum çatlak topraklar üzerinde
    belki sonsuz bir rüya doğuruyordum kim bilir, gidişimin öncesinde/
    Doğanın yok oluşuyla çatlak topraklı karaya vuran bir yunus balığının ya da bir insanın tüğler ürperten vedası
    sanki…

    /boş sokaklar, boş pencereler …/

    canlı varlık kalmamış, sarı kederlere boyanmış boş sokaklar,
    pencereler bomboş sanki…
    diye düşünürken, sevilen yüzlerin çekilen perde arkasına saklanmış olduğunu anlıyorsunuz…

    Neden perdeler arkasına saklanıyor sevilen yüzler?
    Neden, atılan her adımda kepenk indiriyor ezberdeki bütün isimler?
    diye sorgularken, inanmış çelik bakışların yüreğindeki en sarsıcı duygulara yoldas oluyorsunuz
    duvarlara sinmiş sese ve fotografsrz uzaklara…

    ****
    Bir başka soğuk iklimde, uzak bulutlara, uzak yağmurlara…
    anlamını unuttugunuz farklı renkleri anımsamaya calışırken,
    birden dere çağlamasında sesler gelir gibi oluyor kulağa…
    seslerin ve renklerin ayırdına varmaya çalışırken
    „neden bekleyeyim boş yere dere gibi çağlamasını seslerinizin“ diyerek…
    çabucak o ses ve renklerden alıp ayışığı altında hiç görülmemiş düşlerle yüz yıkamaya sürükleniyorsunuz yoldaşınızla…

    ****
    Her damlası bin kıvılcım parlatan, patlamamış bir volkan sıcaklığında benlikler…
    bir başka soğumaz iklimin sıcak gecelerine, sıcak gündüzlerine geçiyor ışık hızıyla …
    yalanlı, kirletilmiş bir dünyada içten dürüst bir ses geliyor kulağa,
    dört yani güneş gibi aydınlık, sarı sıcak bir yürek sesi…
    güneş tanrısı, toprak ana ve gök tanrısı bibirleriyle barışıklığını kutsarken,
    aynı gök kubbe altında, ayni denizde, ayni barışıklıkla birkaç kulaç atıp ulaşıyor
    düşünceler sevdiğine / sevenine…

    ****
    Derin sularda, derin kulaçlarla deniz oluyor düşler,
    inci tanesi gibi maviliklerin zerrelerinde…
    atlar beliriyor gözler önünde,
    ama bu olsa olsa deniz atı olabilir …
    diye düsünürken, saklı yalnızlıklıklarla doyumsuz anaforlar içindesiniz …
    Bu anaforlar içinde yarin yanağından gayri,
    herşeyin paylaşıldığı bir komün saltanatıyla iki ağaç arasında kurulmuş bir salıncakta sallanırken …
    aniden ıssız bir kumsalda yanı başımızda tüten bir ocak, tende tuz kurusu açılıyor gözler….

    ****
    tüten bacalar, tüten dumanlar uzaklarda
    önce bir şehir düşlediğinizi sanıyorsunuz…
    sonra gerçekte maviliklerde gemiler görüyorsunuz açık denizlerde….

    Açık denizlerde bacaları tüten gemilerden ürken insanların başlarını kumlara soktugunu görüp kederleniyorsunuz, sararan umutlarla…

    Çaresiz , umutsuz
    yine dayatılan günlük yaşam biçimine dönüyorsunuz „Tenimde Tuz kurusu“
    şiirinin dizeleriyle hüzünler gözlerde saklı…

    Anaforlarda kayboluştan kurtuluşa geçerken,
    en sevdiğimiz türkü oluyor sazın tellerine dokunan seslerimiz …
    ****
    Bir başka düşle karşı karşıyayız;
    „telde asılı çamaşırlar, telde asılı balıklar … „

    Hadi çamaşır tele asılır da balıklar neden?
    Acaba tuzlu balık kurusu böyle mi olur?diye düşünmeye başlıyorum…
    ****
    /ömrümüz sevişerek böyle yaşanmış, açıyoruz güneşe çamaşırları
    ama sevda kokusundan buhar olmaz ki, neden tele asıyoruz balıkları/

    Kafa iyice karışıyor …
    Hadi neyse, diyerek es geciliyor bu dizeler…

    ****
    Çatlak topraklarda çırpınan bu çocuğun avuçlarında, bize benzeyen bakışları bularak okuyorum
    „Tenimde tuz kurusu“şiirinin son dizelerini …

    Denizden yine Uzungemici`nin masum ve utangaç çocuklarının avuçlarında balığa bakarken düşleyecekleri
    yeni masal şiirlerinin esmesini bekliyorum…

    Cevap Yaz
  • Şemsettin Ağar
    Şemsettin Ağar 09.03.2009 - 15:36

    Bu yürek okunur ve alkışlanır.Çünkü hakkıyla yazan bir yürek.Saygı ile.

    Cevap Yaz
  • Zeynep Yağmur
    Zeynep Yağmur 09.03.2009 - 15:27

    Hüzünlü ve sevda kokan duygusal bir vedalaşma hissediliyor dizelerde..okurken tat bırakan mükemmel şiire ve şair yüreğinize tebrikler Cevat Bey

    Cevap Yaz
  • Canan Onuş
    Canan Onuş 09.03.2009 - 15:23

    'Dinlerke fondaki müziği okurken dizelerdeki ahengi...
    birden içimden geldi yazmak ve şu dörtlük döküleverdi nedense....
    *****************************************
    'gidiyorum alıp başımı bilmeden niçin nereye
    belki doğmayacak güneş, doğmayacak günlere
    hatıralarım heybemde, yüreğime kazınmış resminle
    gidiyorum uzaklara sevdan hep yüreğimde'


    'Her şiirinizde farklı duyğulara götüyor okuyanı, çok ama çok güzeldi yine....Yüreğinize sağlık Şair kutluyorum.
    Saygılarımla.'

    Cevap Yaz
  • İlknur Tavasav
    İlknur Tavasav 09.03.2009 - 14:51


    ömrümüz sevişerek böyle yaşanmış, açıyoruz güneşe çamaşırları
    ama sevda kokusundan buhar olmaz ki, neden tele asıyoruz balıkları
    birazdan denizden şiirler eser, ilk söz olmak için yeni masallara
    bir çocuk belki sen ya da benim gibi, sahilde bakarken avucundaki balığa ….

    *yine bir Çeştepe klasiği... sizi okumak her zaman beni mutlu etmiştir ve dahası ne zaman şiirlerinizi okusam ütobik bir masalın içinde bulurum kendimi aynen bunda olduğu gibi...tam puan+antolojim...saygıyla...*****ilknur*

    Cevap Yaz
  • Fatma Durna
    Fatma Durna 09.03.2009 - 14:20

    deniz olup sarıyor mavi, inci tanesi gibi gülümseyerek zerrelerinde
    atlarımızı sürüyoruz saklı yalnızlıklara, doyumsuz anaforlar içinde
    komün saltanatı keyfinde sallanıyor, iki ağaç arasında salıncağımız
    bir ıssız kumsalda açılıyor gözümüz, yanı başımızda tüterken ocağımız ….


    Herzamanki gibi muhteşem bir şiir... Duyguların aktarımı öyle başarılı ki kendimi alıkoyamıyorum şiire dahil olmaktan... Kutlarım her zaman başaran şair yüreğinizi...

    Cevap Yaz
  • Alirıza Aslan
    Alirıza Aslan 09.03.2009 - 14:16

    ne zaman bir gemi geçse açıklardan, gömülüyor başımız kumlara
    sonra başlıyoruz gündelik yaşama, ben bir şiir oluyorum mesela
    sonra sen en sevdiğin türkü, bütün yörelerinden birden iklimlerimin
    günün selamı oluyor duvarlarda, dokunduğunda sazının tellerine sesin ….

    telde asılı çamaşırlar, telde asılı balıklar …

    ömrümüz sevişerek böyle yaşanmış, açıyoruz güneşe çamaşırları
    ama sevda kokusundan buhar olmaz ki, neden tele asıyoruz balıkları
    birazdan denizden şiirler eser, ilk söz olmak için yeni masallara
    bir çocuk belki sen ya da benim gibi, sahilde bakarken avucundaki balığa ….

    Yüreginize emeginize sağlık güzel paylaşımınıza çok teşekkürler
    sevgi saygılar

    Cevap Yaz
  • Jale Keskin
    Jale Keskin 09.03.2009 - 14:06

    çatlak topraklarda çırpınırken, buldum kendimi bir çocuğun avuçlarında
    ne kadar sana benziyordu ya da bana, bu şiir okunurken bakışlarında/

    Cevat Çeştepe

    Ne çok kazandırıyor yürek adına..... Kutluyorum sayın Çeştepe.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 96 tane yorum bulunmakta