(Şair Büyükhan Perviz’in mezarının ziyareti zamanı)
Bir kadın ağlıyordu...
Aslında orada kadın çoktu. Bir, iki, beş… Eğer yanlış saymadıysam, tamı tamına on beş kadın vardı. Hepsi de ağlıyordu, ağıtlar yakıyordu.
“Gençti henüz” düşüncesini herkes farklı söylüyordu. Söylediklerinin üzerinde göz yaşları vardı.
Kadınlar ağlayıp sakinleştikten sonra ellerinde karanfilleri vefat etmiş şahsın mezarı üzerine bırakarak yollarına devam ettiler.
Yola çıkmış kadınların sırasından geriyi seyrettim. Şimdi sadece bir kadın ağlıyordu yenice yapılmış mezara sarılarak. Bir zamanlar saçlarını parmaklarıyla taradığı gibi...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta