çocuk,
kaleminin ucunu önce yeşil yapraklara batırıp ormanları
ve sonra mavi dalgalara batırıp denizleri boyadı
derken güneşten üç-beş nokta başak rengi başak düştü ki
adlarına bereket yazıldı ve onlara tanrının armağanı denildi…
/sakın kristal sanılmasın, ucuz tenekeden iki yarım küredir dünya
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
UMUT.Günlerden yarını geçmiştekiler hep bekledi ,hiç gelmedi.Çocuğun dünyasını kurabilmek için , insanı yok edip yeniden yaratmalı.bu kez rivyetlere açık kapı bırakmadan pandoranın kutusunu hiç eline almamalı insan.Kurgular muhteşem .Bu güzel kalem sizin elinizde bu çok güzel kitap yazar..sevgilerimle.
Şu son yıllardaki ahvalimiz bundan güzel nasıl anlatılabilir?
Bir tek çocuklar masum kalmıştı da onlarda çağın gazabına uğramakta.
Ne var ki yine de umudumuz onlarda; sanat ve edebiyatla uğraşmaya heveslenmeleri ancak biz büyüklerin yönlendirmesi ile olabilir diye düşünüyorum.
Onların bu son zamanların olumsuz şartlarından etkilenmemelerini diliyorum.
Şüphesiz bu sayfalarda yakınlarımızın çocukları da heveslenip şiirlerimizi okuyorlardır.
Bu tarz faaliyet gösteren sitelerde olsun, basın da olsun, biz yetişkinlerin hassasiyeti onların şekillenmelerinde çok önemli.
Her eserinizde farklı yaralara parmak basarken ustaca sevgiye sardığınız şiirlerinizden eminim çocuklar olumlu yönde yararlanacaklardır.
Yine muhteşem, düşündüren umudu da diri tutan şiirsel eserinizle ihya ettiniz kutluyor teşekkürlerimi ve sevgi dolu selamlarımı sunuyorum.
Eksik olmayın sayın Çeştepe nice şiirlere diyorum esen kalın.
Herzamanki güzellikdeki şiirinizi keyifle okdum antolojime aldım tam puanımı bırakdım efendim saygılar
Tebrik ve teşekkürler ÜSTADIM..
İnsanoğlunun dünyaya gelişiyle
vazifesinin neler olduğu ve neler
öğreneceğine dair harika sualleri
hatıra getiren tesbitler var..
BENİM AKLIMA GELEN;
Evet, beni adem, büyük bir kervan
ve azim bir kafile gibi mazinin derelerinden
gelip, vücut ve hayat sahrasında misafir olup,
istikbalin yüksek dağlarına ve müzeyyen bağlarına müteveccihen kafile kafile müteselsilen yürümekte
iken, kainatın nazar-ı dikkatini celb etti. 'Şu garip
ve acip mahluklar kimlerdir? Nereden geliyorlar?
Nereye gidiyorlar?' diye ahvallerini anlamak üzere
hilkat hükumeti, fenn-i hikmeti karşılarına çıkardı
ve aralarında şöyle bir muhavere başladı:
Hikmet:
'Nereden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz? Bu dünyada işiniz nedir? Reisiniz kimdir?
Muhammed-i Arabi Aleyhissalatü Vesselam,
nev-i beşere vekaleten karşısına çıkarak şöyle
cevapta bulundu:
'Ey hikmet! Bu gördüğün insanlar, Sultan-ı Ezelinin kudretiyle, yokluk karanlıklarından, ziyadar varlık
alemine çıkarılan mahluklardır. Sultan-ı Ezeli,
bütün mevcudatı içinde biz insanları seçmiş ve
emanet-i kübrayı bize vermiştir. Biz, haşir yoluyla
saadet-i ebediyeye müteveccihen hareket etmekteyiz. Dünyadaki işimiz de, o saadet-i ebediye yollarını
temin etmekle re’sü’l-malımız olan istidatlarımızı nemalandırmaktır. Ve şu azim insan kervanına,
bundan sonra Sultan-ı Ezeliden risalet vazifesiyle
gelip riyaset eden benim. İşte o Sultan-ı Ezelinin
risalet beratı olarak bana verdiği Kur’an-ı Azimüşşan elimdedir. Şüphen varsa al, oku!' DENİLMİŞTİR.
İşte o küresel kutu ekvatordan böyle
ypıştırılmış ve dersine çalışan çocuğun
masasına konulmuş.
Efendim saygıyla selam eder
dualarımı takdim ederim..
Bedri Tahir Adaklı
'SEVGİ' insanların yaptıklarından korkup kaçtı, 'SAYGI' da peşinden onu aramaya gitti. O günden beri
ikisinden de haber yok,. meydanı boş bulanlar istedikleri gibi at oynatıyorlar. Umarım bir gün kolkola
girip geri gelirler.........
Yoksa ressamın tuvale vuracak gönül fırçası,
Geceyi gündüze boyayamaz açıkçası.......
ÇOK GÜZELDİ ARKADAŞIM....TEBRİKLER.....
SEVGİLERİMLE...............
Şiir baştan sona. insan denen yaratığa insan olma dersiyle dolu. Bitiş ise müthiş güzel. Çocuk insanları sevgiyle boyuyor. Ama insanlar ne derece anlayabiliyorlar bunu. Bizim bir ırkçılıktan hapis yemiş bayan politikacımız vardıç Adı Polın Hanson. Sormuşlardı 'asyalıları niçin sevmiyorsun' diye. Yanıt müthişti. 'sevmiyorum, çünkü bize benzemiyorlar' Günümüzde sevgi öyle hırpalanmış ki, bir türk ırkçısı kendi ırkından olmayanları sevmek şöyle dursun düşman görür. Sadece Tütkler değil elbet, tüm ırkçılar böyledir. Bir de Taylandın devrik başbakanı vardı dünyanın sayılı zenginlerinden Adı Tahksin. Adamın partisinin adı Taylandlı Taylandlıyı Sever idi.
Şiir baştan sona. insan denen yaratığa insan olma dersiyle dolu. Bitiş ise müthiş güzel. Çocuk insanları sevgiyle boyuyor. Ama insanlar ne derece anlayabiliyorlar bunu. Bizim bir ırkçılıktan hapis yemiş bayan politikacımız vardıç Adı Polın Hanson. Sormuşlardı 'asyalıları niçin sevmiyorsun' diye. Yanıt müthişti. 'sevmiyorum, çünkü bize benzemiyorlar' Günümüzde sevgi öyle hırpalanmış ki, bir türk ırkçısı kendi ırkından olmayanları sevmek şöyle dursun düşman görür. Sadece Tütkler değil elbet, tüm ırkçılar böyledir. Bir de Taylandın devrik başbakanı vardı dünyanın sayılı zenginlerinden Adı Tahksin. Adamın partisinin adı Taylandlı Taylandlıyı Sever idi.
O çocuğun özlemlerindeki daha iyi,güzel yarınlara ulaşabilmek dileğimizle saygı ve sevgiler sunuyorum.
çocuk,
dünyayı durdurdu ve kalemini sevgiye batırıp insanları boyadı
bugün değildi ama iyi biliyorum ki, günlerden yarındı….
Umarım... Umarım yarınlarda çocuklar dünyayı sevgiyle boyayabilir üstadım.Yıllar önce ben de benzer duygulardan yola çıkıp bir ressama vermiştim bu görevi. Ne yazık o hala başaramadı.
Kutluyorum gönülden bu hümanist çalışmanızı...Tam puanım şiirinize. Esenlikle...
SON TABLO
Son eserine başladı ressam
Tavan arasındaki dağınık atölyesinde
Bir tutam şeker pembesi aldı paletinden
Sürdü tuvaldeki bebeğin ağlayan dudaklarına
Yaşamın tadı sandı o rengi bebek
Ve sandı ki, yaşam hep tozpembe
Aldandı, sustu…
Okul yolundaydı çocuk kış günü, yarı çıplak
Bir önlük giydirdi O’na Prusya mavisinden
Üşüyen ayaklarına da bir bot, sarı sıcak
Yaşamın gizlerini tost yapıp verdi eline
Karnı tok, sırtı pekti artık
Çocuk sevindi…
Alıp silahını, güller verdi gencin eline
Karmen kırmızısı, aşk ve ihtiras…
Al, götür dedi sevdiklerine
Bu titanik beyazı da geleceğin olsun senin, tertemiz...
Maviler gücün rengidir
Dokunuyorum yelpaze fırçamla bak;
Gücün beyninde ve ilminde olsun
Genç yüreklendi…
Bir renk aradı paletinde yaşlanmayı durduracak
Güldüler yaşlılar:
Kim kaybetti ki sen bulasın dediler
Umudun rengi yeşil miydi ne?
Biraz serpsem dedi önünüze?
Boşuna uğraşma dediler
Bu tarlada ne ot yeşerir ne umut bundan böyle
Varsa bir tutam sevgi serp yeter
İşte o zaman, anılardan koltuk değnekleri yaptı ressam
Verdi nur yüzlü yaşlıların titreyen ellerine
Bitirmek için son eserini o gizemli rengi aradı
Bir türlü bulamadı paletinde
Aralayıp yüreğini bir tutam SEVGİ aldı
Serpti tuvalin her köşesine
Tablo şimdi tamamdı işte…
21 Ocak 2009
Naime Özeren
biliyorsuunuz değer verdiğim şairlerin
başında gelen melek kalpli şair
şiirlerinizi okumakdan haz duydum
saf ve temiz yazılımlı
abartısız okuruna güzel bir sunu
hoşuma gitti
yüreğine sağlık kalemin hiç susmasın
salim erben
Bu şiir ile ilgili 106 tane yorum bulunmakta