Bir aile dostumuz anlatmıştı bir zaman,
Geçmişte yaşadığı bir olayı an be an.
Yaklaşık iki sene gece bekçisi idim,
Falanca mahallenin güvenlikçisi idim,
Bekçilik kolaydı da ah köpekler olmasa;
Her köşenin başında biri beni bulmasa.
Köpekten korktuğumdan da mıdır ben bilmem ki?
Beni görür değişir, her türlü neden ki?
Hele bir tanesi var sanırsın kurttan azma,
köpek değil alamet sanki ayıdan bozma,
Her gece aynı yerde beni görür dellenir,
Bir yerimi yırtacak hırlaşır cedellenir...
Birkaç kere et kemik verdiğim de olmuştur,
Ne çabuk unutmuştur yine beni bulmuştur,
Bir gün dedim ki buna bir oyun oynayayım,
Bana saldırmak neymiş ona bir anlatayım.
Evden bir Vita yağı tenekesini aldım
İçine birkaç tane eğey kemiği aldım,
Mıhla deldim ortadan bağladım sicim ile
Hanım sordu çek dedim ne yapacaksın bre.
Yine aynı yerdeydi, yine bekliyor beni,
Kuçu dedim hele gel bak ne bekliyor seni!
Nedense saldırmadı kokuyu mu aldı ne?
Kısaca bir hırladı dedim, al ye, daha ne?
Başladı katur, kutur, kemik kütürdetmeye,
Dört köşe oldu keyften kuyruğun yeldirtmeye...
Zaten sicim hazırdı bağladım kuyruğuna,
Bir solukta bitirdi, bir şaplak uyluğuna,
Köpek birden şaşırdı, ne oluyor der gibi,
Hadi bakalım kimmiş mahallenin sahibi?
Şöyle bir sendeledi ve tangırtı başladı,
Tangırtı kuyruktaydı bunun farkına vardı.
Birden bire fırladı kendini kurtaracak!
Aklısıra o şeyden kaçarak kurtulacak! ..
Tangur, tungur aştılar yakındaki köşeyi,
Nasıl korktu, ne sandı, ardındaki o şeyi?
O gece sabaha dek tangırtı geldi durdu,
Bir an soluklanmadan mahalle gezdi durdu.
Kaymakam bu ne demiş kızmış haber yollamış,
Demişler bir olay var, karakollar kollanmış!
Nihayet birkaç bekçi yakalamak istedik,
Hem de biraz acıdık, bu kadar yeter dedik.
Fakat mümkün değildi köpeği yakalamak,
Nereye gitti diye ardından kovalamak.
Tangırtı Hecceler'den geldiyse varıyoruz,
O çoktan uzaklaşmış Kaleden duyuyoruz.
Hep bir seferber olup yakaladık da ama,
İki saat üç saat boyu ne de koşturduk ama,
Amirden, komiserden iyi azar işittim,
Eridim, bittim, hem de yerin dibine geçtim.
Bunu hatırladım ben geçen gün haberlerde,
Kim derdi ki bu hale bu iş gelirdi der de?
Güneydoğu nerdeyse savaşa gidiyordu,
Ülkemizi kırk yıldır bu meşgul ediyordu.
Devlerin derin yeri ders vermek istemişti,
Düşürüp kendi rahata ermek istemişti.
Ülkem zaafta idi komünist karşısında,
Her yeri tutmuşlardı her köşenin başında!
Bir ilaç olsun diye APO'yu bulmuşlardı;
Solu bölsünler diye yardımcı olmuşlardı! ..
Bölmeyi başarmışlar planları tutmuştu,
Fakat kontrolden çıkmış başka maya tutmuştu.
Hadi bakalım koşun yakalayın bu iti!
Yeniden tangırdıyor yeni demişken bitti! ..
Hadi tutun bakalım nasıl tutacaksınız?
Bu ağır kabahati nasıl yutacaksınız?
Kırk bekçi susturur mu bu kadar tangırtıyı?
Bir de susturamazsak, sayredin patırtıyı! ..
Kayıt Tarihi : 22.10.2016 16:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mulla Hüseyin Hatibinoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/10/22/teneke-tangirtisi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!