Akyürekli yıllardı..
gözüme değdin bir hazan..bir zaman
dili baharlı,
haylaz çocuklar dönemiydi..
aç karınlı çocuklar
yalın-ayak çığlıklar dönemi..
trahomlu kalpler kuşağıydık
şansızlığı kader
yürekleri heder aşkların...
o sıralar
hüzünle sonlanırdı bütün ayrılıklar
hüzünle sürerdi yolculuklar
anlanlıydı çağrışımlar
bütün aşklar büyük pişmanlıklarla başlardı
tüm kavuşmalar esmer tenliydi..
tenin renkliydi..
tenin bir dönem yaşamanın nedeniydi..
yılmaz duygular yıkıldı şimdi
şimdi tenin taştı ve yığıldı..
ben yenildim bulvarlara
bu yıldızlı gecelere
neon ışıklara
sen şimdi,
düşünsel orospuluğundasın artık hayatın
yalanlı
tahrif edilmiş
defolu ruhlarda
şişirilmiş-şekillenmiş dünyalarda..
Akyürekli yıllardı..
içime değdin bir zaman..
içime girdin bir delişmen hazan..
ellerine ikinci elden tutuşturduğum mektuplar
iadesi taahhütten aşklar
açtığım fallar
söndürdüğüm mumlar
korktuğum yıllar..kaçtığım cevaplar..
boğazlı şetland kazaklardı ortak özelliğimiz
ve yüksek yastıklar..
emek kitapevi en suç odaklımız..
bir rivayete göre,
iflası suç olan ortaklığımız..
birde halaların vardı..
dilleri bıçaklı
birde doğranan hallarım..
halalarını zaten bir ben anladım..
birde ben doğrandım..
her dilde lime-lime edildim bir zaman
bir zaman her çığlığın sonuna bir ağrı oldum
her göze bir yağmur..
bütün örneklere koyu bir konuydum
ve ben süngülenen bütün aşkları trajik bir sonucuydum..
Dilinde duran zoraki zaferlerin
cesedimin üzerine kurduğun mutluluk gösterilerin
dudaklarına sürdüğün alıntı sevinçlerle
sanki bir savaşın galibi gibi sözlerin..
sözlerin öyle çok saldırgan
öyle çok yaralayan
ve öyle çok eminki gözlerin..
ayaklarının altına aldığın benim kalelerim
kumdan ve kahırdan kalelerim
göğüsten,çelikten ve sabırdan kalelerim
senli kalelerim
göğsümden esir düşen senli kalelerim
artık koptu kalbim
soldu dilim..dilim-dilim..
mevsim yazdı..ayın onaltısıydı
terliydi sokaklar
bir duygu turizmiydi kentime gelişlerin
gelişlerinki,
benim kendimden gidişlerim..kentime geri dönüşlerim
sevgi bırakırdın
içimin istihdam edilmemiş yörelerine..
kalkınırdı kalbim....
yıldızların damlara
gençlerin dağlara kaydığı
bir ünlemdi zaman..
düşlerim başına buyruktu..tenim kavruk
senin küt saçlarında duygularım vuruk
daraydı..temmuzdu
mektubu iade edilen bir gecede
ve sürekli kurşunlanan mahallelerde
sözel aşklara geçtim
slogansız ellere
etkin ailelere yenildim
ellerini ellerime aldım
ellerin alkışsızdı..
ellerin tel örgünün ötesiydi..
her apartmanın girişi seni öptüğüm yerdi
nerdeyse her yer amcamın eviydi
tüm kitapevleri topuklarına alışkındı
tüm bordürlerde adın,
adım-adım..adımdaydı...aynı anlamdaydı
sen siyasiydin sivil polis telsizlerinde
uzun bir çığlık gibi girdin içime şimdi
içime..içimden bir bomba oldun
ve hemen orada bıraktın..
yararak-parçalayarak çıktın..
ben bu saldırının ortasında kaldım
bıraktığın şarapnellerle şimdi
gittin şimdi
ardına alarak alkışları..tezahüratları
gittin azaltarak baharları
gittin dökerek..kırarak
demirden leblebi oldun ve boğozıma düştün
öyle pervasız..öyle çok düşman
ya tenin kentlendi
yada kentin tenlendi senin..
beni boğdun sarı saçlarda ve kısa boylarda
şimdi kızkardeşinde başka havalarda
çok örgütlü kardeşler zamanı
telefona çıkmaz anneler
uzak yengeler dönemi
dost ağızlarda kapandı şimdi
sır olmuş dostluklar dönemi
tenden aşklara geçtin..
inkar bir tür dildi ve çok hızlı döndü..
ve ihanetin öyle çok ritmiktiki
fotoğrafın düştü..
yüzün döküldü..
beni istanbulda yakaladın ve yağmaladın
istanbul ise kahrından bende...
beni zamansız yakaldın
eline ne geçtiyse yok ettin
üstüme sürüldün bir apansız an..bir kahpe zaman
bir düşman dil tuttun ve sürdürdün
ne varsa tek-tek yaktın
durmadan konuştun..beni yaraladın
ya kanı pak olmalı bir insanın
yada pak ı kan...
adımın ilk üç harfi,
annenin son harflerine vurduruldu
hem fer..hem tek kaldım bu kavgada
bu böyle giderse
ya döneceksin bir gün..
yada öleceksin her gün..
zaten hayatın düşünsel orospu
düştüğün yer hayatın altı..
sen dalında ve atındasın şimdilik hayatın
ferhatında...
şirininde değil,
dağında
çölünde
mermisinde değil..
sen işin katında
renginde
holdinginde
yani midemin bulandığı bir yerde,
yani işin sürüngen kahpeliğinde..
tenden aşklardı..
ve vurulmadık tek bir yanım kalmadı..
sen koktun artık..
çürüdün her söyleminde..
çünkü ihanet senin teninde ve her yerinde..
gözyaşların vardı eskiden kalan
dudakların vardı artık reddi oynayan
al onları kalelerimden şimdi
ve git bizden artık
bizi terket..bizi bırak
belki azdık,,belki özdük..ama bizdik sonuçta..
bu katil dialogta artık adım..ağır işçi..
ben seni böyle izlerken
sen böyle allahsızca giderken
gördüklerim..inanamadıklarım
biliyorum..aslında bu hayatın klişesi..
kimbilir senin için kaç kişi? şimdi
kaç kişi ve kaç kışı biriktirdin içinde? hadi söyle..
haydi söyle ve tanımla birdaha..yeniden
ben nerdeyim ve bana ne yaptın?
bana ne oldu...sen bilirdin..
vurulurmuyum yine her aralık..
karşılaşırmıyım seninle birdaha..
senden çok var mı bu hayatta?
ya benzerlerin..kimbilir onlar hangi pusuda?
vururlarmı yine bir vakit..bir seher
yokluğun yorgun bir meltem..
dönüşsüz bir lal akşam..
dilim kekeme..
söyle hangi elinle vurdun beni?
hangi dilinle doğradın?
eli kanlı gittin..
eşit şanslarda değildik..
senin elin kanlıydı..
ve saçlarında birtek sarı eksikti..
senin boyunda kısa...saçlarında
açıkçası biraz kahpe kokuyorsun fazlaca..
eli kanlı gittin..
şimdi senden bana..
göğsü kistli..
yüreği kortizonlu bir tedavi kaldı bende..
OCAK-ŞUBAT
2003..istanbul
Kayıt Tarihi : 5.9.2004 15:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!