Düşünüyorum, düşünüyorum bir türlü işin içinden çıkamıyorum. Hep kulağıma giriyor bir yerlerden ''Tencere dibin kara seninki benden kara.'' deyip deyip duruyorlar... Elime kaç tane tencere aldıysam, kara olanı da var olmayanı da var. Sayın pek bir muhterem zatı devletlerinin bu konuya acilen çözüm bulmasını istirham ediyorum... Nasıl böyle bir genelleme yapıyorsunuz?
Tencerelerde bir çeşit değil ki kardeşim. Bunun düdüklüsü var, düdüksüzü var, dar tencere var, geniş tencere var, tava var. Derin tencere var, az derinlikte olan tencere var. Çabuk pişiren tencere var, yavaş yavaş pişiren tencere var. Hayır bir de tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş derler. Nasıl oluyor da tencere, başkasının yardımı olmadan yuvarlanıp kapağını buluyor? Yoksa birileri bize kapak mı yapmaya çalışıyor?
Hayat kararmış zaten, bir de tencerelerin ve pencerelerin dibi kara olmasın. Hayır bir de şimdi o tencereleri kalaylatmak lazım ki bu devir de bu saatte kalaycıyı nereden bulacaksın? Kalaycılık eskidenmiş, şimdilerde memlekette kalaycı mı kaldı? Yok eğer ki siz birilerine kalaylayacaksınız, bakın ona bir şey diyemem. Ben de kalaylıyorum ama içimden hem de tekrar içime doğru, dışıma doğru olsa, amcalar ham yaparlar...
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta