Temmuz Sevdası Şiiri - Tunay Bozyiğit Se ...

Temmuz sevdası

Sevda dolu bir kızdı temmuz
yaz ılıklığıydı kadın
Arap atı gibi durduğunda uysal
yalınayak yürümeye başladığında,
narin, hain, cilveli, rüzgarlı servi idi
elim,yalınayağın topraktan aldığı
şehvete benzer bir haz aldı elinden
ilk merhabada yumuşakça...
Sakalları kırçık büyümüş, bu adama iyi geldi..
bu yorgun adamın bakışınada...
yalnız bakışlarına...
gözleri pınar suyu rengi, oynaklığıydı
uzak ateşlere bakar gibi dalarım
gözlerim serinlerdi türküsünden
ışıl ışıl pınardı gözleri...
içime aktı...
ellerim birden bire ısınmış
avuçlarım ateş almıştı...
kör gözüm ışıdı, temmuzda...
kendimden korktum, bu iyi değildi
ellerim terliyordu şiire, yüreğimde
bir sevgiyemi çalışacak ne ?
yağmur gönüllü bir temmuzda..
saçağımda kırlangıç öttü,
kederlendim...
Kırlangıçlar göçmen kuştu, göçebeydi
nedense bu kez kederde iyi geldi
içimde bir deniz başını almış
ykılıp gidiyor bilinmezlik ufkuna
yüreğim tedirgin
yüreğim toprağından korkuyor
nadasta, dinlenmiş
bire bin vermeye aç, hazır
bütün renklere doğurgan, gizemli hınzır
dayanıklı cesur
bir o kadarda deprem kırılganı, yılgın
yüzüm derin bir kedere açılıyor hazla..
sabahın sese açılması gibi
bir düşe eriyip karışmak gibi...
Yeni bir dünyaya doğmak, göz açmak gibi...
bir türküye başlar gibi...
tuz yiyen zeytin gibi, yemyeşil....
Denizden ağı kaldırmak gibi
denizin altını üstüne getiren lodos gibi
acıkan ateş gibi
uçuşan sular gibi...
uyuyan kuşlar gibi...
nefeslense uyanacağım ağzında...
yürek gibi...
Akşamın güvermiş renkleri gibi
batmış güneşin kımıldayan bir parçası gibi
Sessiz ve kimsesizce, ölüme çalışır gibi
rüzgarın denize türkü söylettiği gibi
güneşin içinde yanar gibi
gözlerin uyku içinde nefes alması gibi
Ateşin kor kesilişi gibi
kanayan yaraya tütün basar gibi
hiçbir şey seni sevmekten beni alamaz gibi...
kedi için cebine iki balık koymak gibi...
Ağı denize çırpa çırpa yıkamak gibi
evin bacasını kırlangıca kiraya verir gibi
eli kulağında bir haber gibi
bir kırlangıç bir ateşböceğini tavanına asar gibi...
Kırlangıç yuvasında bir gizemli kadın
abasıyanık saman sarısı saçları gibi...
İlk yazda gül dibinde öpüşmek gibi
Ölümü bilmek inadına unutmak gibi...
buğday kokan köy yolları gibi
gençlikteki diri bir güzellik gibi
tutkal tükürüğüyle yuva yapan kırlangıç gibi...
sonra yine görüşürüz umudu gibi
mahsun ve güzel durmuş bir yüz gibi...
güneşli ve yağmur yürekli temmuz günleri gibi...