Telaşlı Penguen Şiiri - Sunay Akın

Sunay Akın
112

ŞİİR


463

TAKİPÇİ

Telaşlı Penguen

Aşkımız bitti
yüreğim burkularak soluyorum bunu
çünkü bir yangın kovasının
içindeki durgun suda
beyaz bir kelebeğin boğulması
gibi garip oldu sonu
Aşk ki ay değil
güneş tutulmasıdır diyordum
dudak büküyordun bana
oysa ilkokul bahçesindeki cocuklar
ellerindeki isli camların ardından
gülüyorlardı sana
İnanmamıştın aşkın
bir elbise hırsızı olduğuna
ama köşesinde
kedinin uyuduğu bir yatakta
çırılçıplak bırakmıştı
her ikimizi de
Giderken bir buzdağı gibiydin
sıcak sulara doğru yüzen
ve doruğunda
bir çift bale pabucunun
asıldığını soluyordu
eteklerindeki telaşlı penguen
Bakakaldım
bindiğin taksinin ardından
onlar ki her mevsim
sarı birer sonbahar yaprağıdır
terk ettigin kentin sokaklarında
rüzgârla savrulan

Sunay Akın
Kayıt Tarihi : 12.6.2000 13:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Günay Aydın
    Günay Aydın

    Konuşma tarzından yola çıkıp şiirdekini de tahmin edilebilir miyiz acaba bir şairin, diye düşündüm...

    Şiire gelince....çok guzel ve etkili buldum.
    Subay Akın karşımda, canlı konuşuyor gibi bir duyguyu da yasadim.

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Yine bir aşk masalı mı? Masallar efsaneler hiç mi hiç dikkatimi çekmiyor artık. Malum çocukluğu çoktan aşıp koca, koca adamlar olduk. Hala mı masalla efsaneyle uğraşalım? Şu kısacık dünya hayatını bize lütfeden zat meşgul olmamız için bizim önümüze öyle ciddi mevzular koymuş ki o konuları müspet manada halledemeyenlerin ebedi ahiret hayatlarını kaybedip cehenneme çevirmeleri söz konusu. O kaybedilen cennetleri kazanmak ve cehennem azabından halas olmak için ikinci bir fırsat verilmeyeceğinden dolayı bence herkesin öncelikle bu ciddi konulara yoğunlaşmaları iktiza etmektedir.

    Cevap Yaz
  • Ünlü Şair
    Ünlü Şair

    muhteşem

    Cevap Yaz
  • Onur Bilge
    Onur Bilge

    Telaşlı Penguen

    Aşkımız bitti
    yüreğim burkularak söylüyorum bunu
    çünkü bir yangın kovasının
    içindeki durgun suda
    beyaz bir kelebeğin boğulması
    gibi garip oldu sonu
    Aşk ki ay değil
    güneş tutulması diyordum
    dudak büküyordun bana
    oysa ilkokul bahçesindeki çocuklar
    ellerindeki isli camların ardından
    gülüyorlardı sana
    İnanmamıştın aşkın
    bir elbise hırsızı olduğuna
    ama köşesinde
    kedinin uyudugu bir yatakta
    çırılçıplak bırakmıştı
    her ikimizi de
    Giderken bir buzdağı gibiydin
    sıcak sulara doğru yüzen
    ve doruğunda
    bir çift bale pabucunun
    asıldığını söylüyordu
    eteklerindeki telaşlı penguen
    Bakakaldım
    bindiğin taksinin ardından
    onlar ki her mevsim
    sarı birer sonbahar yaprağıdır
    terk ettigin kentin sokaklarında
    rüzgarla savrulan

    Sunay AKIN



    SEVGİLİ BALERİNİM


    Ne yazık ki bir aşk daha bitti. Bittiğini görmek de demek de kolay değil! İçim parçalanıyor! Kalbim yanıyor! Sana hayat vermek isterken sende boğuldum ben! Sana hayat getirecekken… Ortalık sakinken… Ayrılmamız için hiçbir sorun yokken… Durgun bir denizde boğulmak gibi anlaşılmaz bir son oldu benim için.

    Öyle bir tutulmuştum ki sana! Ayın tutulması gibi değil, güneşin felce uğraması gibi… Umursamıyordun beni. Halimden hiç anlamıyordun.

    Sen güneştin. Güneşimdin! Göz kamaştıran, ulaşılamayan… Çıplak gözle bakılamayan… Aksi halde, birkaç saniyede gözleri kör edecek kadar parlaktın. Muhteşem bir parlaklık… Acayip bir alım… Felaket güzellik…

    Aşk, soyar soğana çevirir insanı! Üstünde başında bir şey bırakmaz. Neler çalar götürür, sezdirmeden… İnanamazsın! Çırılçıplak bırakır adamı! İşte bir gece o kadar sessizce geldi ve soydu ki bizi, yanımızda yatan kedi bile uyanmadı! Ne sende bir şey kaldı ne de bende… Ayrıldık nihayetinde…

    Güneş olarak doğmuştun dünyama… Nasıl da ışıtmıştın dünyamı! İçimi nasıl da ısıtmıştın! Oysa her şey bittiğinde… Giderken ne kadar soğuktun! Buzdağı kesilmiştin adeta. Bense şaşkın penguen…

    Buzdağı… Fakat yok olmaya namzet… Ilık sulara doğru… Erimeye… Tükenmeye… Bitmeye… Bunu ben değil sen istemiştin.

    Ne kadar telaşlanmıştım gitmeye kalktığında! Telaşlı bir penguen gibiydim, sende yaşayan… Siyah takım elbise, beyaz gömlek… Sense beyazlar içindeydin.

    Ah, benim sevgili balerinim! Söz dinlemedin. İlk gelen taksiyi durdurup bindin ve gittin! Gidiş o gidiş…

    Neydi o telaşın! Tam ortasında en şahane aşkın! Kaçarcasına uzaklaştın! Ardından bakakaldım, şaşkın şaşkın…

    Sarı bir taksiydi seni benden alan… Kurumuş sarı bir yaprak gibi sonbaharda…

    O taksiler, beni terk ettiğin kentin sokaklarında rüzgârın önünde sürüklenip dururlar oradan oraya… Kim bilir kimleri nerelerden alır nerelere götürürler… Seni benden alıp gittikleri gibi… Beni benden alıp gittikleri gibi…

    Mutluluk balesinde sonsuza kadar partnerin olmak isterdim. Aşkın müziğiyle sarhoş olmak birlikte, biteviye… Ne yazık ki sen bana eşlik edemedin!

    İşte böyle, sevgili balerinim! Kendini de beni de mahvettin!

    Sen de mutlu değilsindir…

    Eminim!

    ***

    Not: Bir ayette, yaklaşık anlamıyla: “Erkek kadının giysisidir, kadın da erkeğin giysisidir. Onlar şehvetlerini birbirleriyle giderirler. Birbirleriyle örtünürler.” şeklinde ifade edilir eşler arasındaki ilişki. Ayrılık veya ölüm halinde o giysiler onlardan çıkar. Çıplak kalırlar. Tasavvufa göre rüyada eşini çıplak gören ondan ayrılacak demektir. Ya ölerek ya da giderek…

    Mecazi, aşklar insanı soyar, nihayetinde… Ya ayrılıkla ya da ölümle…

    ***

    Mutluluklara…


    Onur BİLGE

    Şiirde tekrarsa, yorumda da tekrar...

    Cevap Yaz
  • Xalide Efendiyeva
    Xalide Efendiyeva

    Aşk bir elbise hırsızı yürekleri çırıçıplak bırakan...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (59)

Sunay Akın