Bir bilsen içimdeki tayfunu
Sanki kıyamet ruhumda can buldu
Bir ben varım artık bu bedende
Bir de sessiz çığlıklar topluluğu…
Sanki içime baştan aşağı kezzap dökmüşler
Saat gecenin 3’ü, Sahildeyim…
Hava soğuk, fırtınalı…
Yüreğimde yangınlar…
Düşünüyorum seni!
An be an hissediyorum tenimde nefesini.
Sıcak, ölümcül, baştan çıkarıcı simanı görüyorum duvarlarda
Bir çocuk tanımıştım ben
Adı Hasan’dı Yüreği Hüseyin
Yoktu ne anası ne de babası
Dolaşırdı arşın arşın sokakları
Bilmiyordu kaç yaşında olduğunu
Kesilir nefesim nefesinle buluştuğunda
Nefesin bir bıçağa bürünsün görünsün
Değişmem seninle bir ânı koca bir hayata
Gülüşün hayata bürünsün görünsün
Görmeyeyim seni ne çıkar; yeter bana hayalin
Hayat yavaş yavaş çekiliyor bedenimden
Hissediyorum…
Vücudum ağırlaşıyor…
Derken…
Beyazlar içinde bir adam görünüyor ileriden
Geliyor yavaş yavaş…
Ah ne güzide şu fecrisadık
Işıtır semayı kendine yapıp da katık
Yüce dağların tacında olur hâsıl
Şiir gibi gelir beşeriyete bu fasıl
Vakt-i tün pek mağmum ve netameli
Sefir-i Dünya Olmadan Doğan Biz
Bu Dünya’dan Medet Umman Gereksiz
Hayat Senin Görev Yerin ki Doğdun
Ölümle Raksı İş Bilen de Biziz
Şehitler düşer fikirlerinden
Savrulup gidersin hislerinden
Kanlar akıp da ellerinden
Çıkarır kalbini ağlarsın
Hüzünler doğar şafakta
Gördüm yine o beşer-i zahif ve abusu
Kendini Zafir Sanıp ta kandırır ulusu
Zefiri, sanki zehir gibidir o Bad-Dar’ın
Emer kan-ı cumhurun toplar Ma-Fevk-i Bacın
Eğlenin Şimdi Gafiller Doyasıya
Alarak Garip Şair Zaili Alaya
Unutmayın Ama Bütün Her şeyi
Bir gün Küçümsediğiniz bu fakiri
Kimi çıkmış Ben doktorum diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!