Tekin Bekar Şiirleri - Şair Tekin Bekar

Tekin Bekar

At çocuk at! .., Sapanındaki taş,
Şeytanların gözüne, değer belki,
Dök Mescid-i Aksa, gözlerden yaş,
Müslümanı gafletten, uyandırır belki..!


Devamını Oku
Tekin Bekar

Sapıklık ilk akılda, peşinden fikirde pişer,
Çok değil ha!, bir müddet orada şişer,
Vicdan sırtını döner akıla, birazcık küser,
Olgunlaşan sapıklık, cümleyle zikre düşer,
Artık her şey tamamdır, en son ''fille'' biter..!

Devamını Oku
Tekin Bekar

Sapıkların tarihi, tarihin sapıkları,
Kırılıyor, kırılacak, ''dış'' kabukları,
Herkes hakkını, noksansız elbet alacak,
En çokta ''zulmün'', şapkasız mazlumları..!

Devamını Oku
Tekin Bekar

Ne düşmüş payıma, ben bilemedim,
Dert ettim ağladım, "ah" diyemedim,
Kaldım bir köşede, hiç gülemedim,
Hayatı hep başa, sarar dururum..!

Güller açsa içimde, dikeni batar,

Devamını Oku
Tekin Bekar

Kar beyaz, kefen beyaz, üzerine yorgan yiğit,
Savaş soğuk, hava soğuk, boynuna urgan yiğit,
Bayrak kırmızı, kan kırmızı, tarihe tuğran yiğit,
Buzu eritti de şanın, sineme ateş düşürdü yiğit..!

Devamını Oku
Tekin Bekar

Boynuz kulağı geçmeli, bir karışta,
Geçmezse ne yarar, ''usta'' bu yarışta,
Çırak olacaksan, biraz uğraş da,
Emeğe saygın olsun, konma hazıra..!

Temennim odur ki, feyiz alasın,

Devamını Oku
Tekin Bekar

Nice dostluklar satıldı, dünya pazarında,
Yok olup gitti insanlık, paranın nazarında,
Menfaatli kesilenelr, yatar şimdi mezarında,
Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?

Para açmış her kapıyı, anahtar ne gerek,

Devamını Oku
Tekin Bekar

Belli ki ; çok çektin, sende nazından,
Bir kere olsun be!. Söyleseydin en azından,
Yine ismim, tam çıkacakken ağzından,
Dudağını ısırıp, ağlamışsın, sebep ne?

Hangi hüzünün tarlasını, sürer bu yürek,

Devamını Oku
Tekin Bekar

Hakikate ihanet, sayılırken nimetten,
Putlara kurban edilir, acımasızca nesiller,
Bahseder lisanlar, ''İmansız'' hürriyetten..!
Alçaldıkça alçalır, özgürlükçü sefiller..!

Devamını Oku
Tekin Bekar

Rütbem binbaşı! ..., Al bayrağın sancaktarı,
Şehadetim aziz vatanın, ''imandan'' anahtarı,
Şükür ki; öne eğdirmeden ''vakur'' başları,
Beş nisan iki bin on altıda, ayrıldım aranızdan..!

Toprağım bana döşek oldu, bayrağım örtü,

Devamını Oku