Tek gün için çok zamanlı bir öykü

su incelir
üşengeçlenir bir dağın merakı
kıyıda köşede kalmış mukavvalarla bileniriz
hırçın,bağımlı bir sırla sabitleşir kalbimiz

göz ardı edilmemiş bütün ölümleri
kaçırırım ürkek kışlardan
kaygılanma

anlamın panzehirdir
saklı sandıklarda durur nidan
bahar dediğin aha şurası
orada yeniden tutulursa dilim
yeniden sana sızlanırım.

ait olduğum defne kokulu alnına
uykular dikiyorsam söylenmelisin

senin için giriştim şizofren aşklara
içimi dışıma çevire çevire yaşadım sende
dağınık saçlarını toplayarak
demet yaptım susuz göklerin tanıklığında
zeytin yapraklarından aşırdım tenine üflemeyi

gizemi sende bu elma mayhoşluğunun
bundan dolayı bir avuçluk göğe tutundum
tırmanırken gözlerine

taammüden yargılanmak adına
tümden sığındım renk denizine tümden düştüm közüne

su incelir
sen ipekli masallarda gezdirirken beni
eksiksiz uykulardan yedi iklim üşengeçlenir
bir dağın merakı

sayamam geride kaç güneşin kaldığını kalacağını
gülleşip senleşirken…