Akıl dimağının güz ikindisi,
Düşünce ufkunun yâdı tefekkür..
Bir ruhu gizemin ham silkinişi,
Alem-i ibretin yâdı tefekkür...
Resulun gözünde iki damla yaş
Bilalin ruhunda hüzün ve telaş
Aklı selim sensin ibretle yaklaş
Gece ve gündüzün yâdı tefekkür..
Yalnızlığın sesi cennet yoludur
Lokman'ın tenhada has kulluğudur
İdrâkin cemresi ecir doludur
Şükür deryasının yâdı tefekkür...
Sonsuzluk ilminin fikir incisi
Halvet dergâhının çile hancısı
Akleden varlığın yürek sancısı
En güzel hasletin yâdı tefekkür..
Bir zikir harmanı şimdi kâinat
Ahenge bürünmüş sessiz bir naat
Suskun kalemlerde bambaşka sanat
Ulvi Sanatkâr’ın yâdı tefekkür...
05/03/2009
Kütahya
Kayıt Tarihi : 17.3.2009 13:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tefekkür hakkında Herhangi bir mesele hakkında düşünme, zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma. Tefekkere fiili, üç harfli olan 'fekere' fiilinden türemiştir. Fekere kök fiili ve ondan türemiş olan tefekkere, efkere, fekkere ve iftekere fiilleri aynı anlamdadırlar. Tefekkürün zıddı, fikirsizlik ve düşüncesizlik demektir. Hz. Muhammed (s.a.s) 'e en çok etki eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir. İki kişi Hz. Âîşe (r.a) 'ı ziyaret etmişler. Onlardan biri, 'Hz. Muhammed (s.a.s) 'de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız? ' deyince, Hz. Âîşe (r.an) şöyle demiştir: 'Resulullah (s.a.s) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (r.a) : 'Ya Resulullah (s.a.s) ! Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir? ' deyince, o: 'Bu gece Yüce Allah bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır' dedi ve ayeti okudu: 'Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190) . Ondan sonra Resulullah (s.a.s) : 'Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun' dedi. Bu ayette, tefekküre davet edilen akıl sahiplerinin durumunu açıklayan bir sonraki ayetin meâli de şöyledir: 'Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar, gözlerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler (düşünürler) . Rabbimiz (derler) , bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru! ..' (Âl-i İmrân, 3/191) . İbn Abbas (r.a) 'ın naklettiğine göre, bazı insanlar Allah'ın zatı hakkında düşünmek istediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.s) bu hususta şu açıklamada bulundu: 'Allah'ın yarattıkları hakkında düşünün. Allah'ın zatını düşünmeyin. Allah'ın şahsı hakkında düşünmeye güç yetiremezsiniz' Lokman (a.s) yalnız başına tenha bir yerde oturup tefekkürde bulunurdu. Kendisine: 'Niye yalnız oturuyorsun? İnsanlarla oturup sohbette bulunsan, daha iyi olmaz mı? ' diye sormuşlar. Lokman (a.s) şu cevabı vermiştir: 'Uzun süre yalnız kalmak, tefekküre daha müsaittir. Uzun süre tefekkürde bulunmak da, insanı cennetin yoluna sevkeder' Ömer b. Abdülaziz tefekkür hakkında şöyle demiştir: 'Yüce Allah'ın nimetlerini düşünmek, en faziletli ibâdetlerdendir'. İmâm Şafiî de: 'Herhangi bir konuda hüküm çıkarırken, tefekkürden faydalanın' diyerek, tefekkürün usûl ilmindeki önemine işâret buyurmuştur (Gazzâli, İhya, Beyrut, t.y. IV, 423 vd Tefekkürle aynı kökten meydana gelen kelimeler, Kur'an'da onsekiz yerde geçmektedir. Kur'an'da birçok ayette, akıl erdiren, düşünen, bilen insanlar için ibretler vardır denmekte ve tefekkür anlamını ifâde eden pek çok kelime kullanılmaktadır. O'dur ki arzı uzattı, orada sabit dağlar ve ırmaklar var etti. Orada bütün meyvelerden iki çift yarattı. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor. Şüphesiz bunda tefekkür eden (düşünen) bir toplum için ayetler vardır' (er-Ra'd, 13/3) 'O'dur ki, sizin için gökten bir su indirdi. İçecekleriniz ondandır ve hayvanları otlattığınız ağaçlar, bitkiler ondan sulanıp filizlenmektedir. Onunla size ekin, zeytin, hurma, üzümler ve her çeşit meyvelerden bitirmektedir. Şüphesiz bunda, tefekkür eden (düşünen) bir toplum için (yaratıcının varlığına, kudretine ve hikmetine) işaret vardır' (en-Nahl, 16/10,11) . 'Biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu, baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri, tefekkür etsinler diye insanlara veriyoruz' (el-Haşr, 59/21) İslâm'ın bu kadar önem verdiği olumlu tefekkür, insanı taklitçilikten kurtarmaktadır. Meselâ, 'dünya hayatı geçicidir; ahiret hayatı ise ebedidir. Ebedi olan şeyi geçici olan şeyden üstün tutmak daha iyidir' şeklindeki bir nasihatı dinleyip ahiret için çalışan insan, başkasını taklit ederek kendisini iyi yola sevketmiş olur. Fakat tefekkürün yani derin bir düşüncenin neticesinde bu kanaata varan ve ona göre bilinçli hareket eden kişi, her zaman için daha kârlı çıkar. Bilerek kötü şeyden korunmuş ve iyiyi tercih etmiş olur. Aynı zamanda başkalarını taklit etmekten kurtulur; kendisi başkalarına yol gösterir. alıntı
Bir zikir harmanı şimdi kâinat
Ahenge bürünmüş sessiz bir naat
Suskun kalemlerde bambaşka sanat
Ulvi Sanatkâr’ın yâdı tefekkür
kutlarım çok mükemmel bir şiir dinledim.
yüreğiniz dert görmesin üstadem.Allah bizi doğru yoldan ayırmasın anlatım yalın ,.şiiri çok güzel işlemişsiniz
başarılarınızın devamını dilerim. selam ve dua ile
Manayı detaylarda arayan kalem
Çok güzel bir şiir okudum
KUTLUYORUM
Ahenge bürünmüş sessiz bir naat
Suskun kalemlerde bambaşka sanat
Ulvi Sanatkâr’ın yâdı tefekkür...
RABBİM TEFEKKÜRDEN GERİ
KOYMASIN.TEBRİK EDİYOR GÖNÜL UFUKLARINIZDAN TEFEKKÜR BULUTLARININ HİÇ EKSİK OLMAMASI DİLEKLERİMLE SELAM VE SAYGILAR:::
TÜM YORUMLAR (161)