Sıradanlığın parlak zamanına denk geldik
Hazır düşkünlüğünün, bilgisizliğin, tembelliğin, yanlışa ve kötü niyete alkışın, ölümü gösterip sıtmaya razı edenlere teslim olanların hâkim olduğu, ne kuşağı oldukları belli olmayan bir zaman diliminden geçiyoruz
Bin yıl sonrasını düşünen iyilikle, yaşadığı zamandan ne kaparım derdi, köşe dönmeciliği revaçta tutan ülkü yoksunu ilkesizlik soğuk yerine tedirginlikten üşütüyor bilinçli olanları
Dünya görüşü kirliliği duru kalabilmiş insanları aratıyor
Çiğ kalmış pişkinler bir türlü önünden yemiyorlar! Aç gözlü kodamanlara önümüzden yiyin diyen de kalmadı zaten.
Tüm hileli yapı ve hazırlıkları ile doyumsuzluklarını büyütüyorlar
Çocuk kalmalıydık
En azından karşımızda kötülükleri büyütmezdik
Biz büyüdük, kötülük büyüdü!
Kim suçlu? Biz mi? Bizi kullanarak büyüyen kötülük mü?
Biz besleyip büyütmeseydik kötülüğü gözleri gelecek gibi büyüyen çocuklar yaralı ve yenik düşmezdi
Bir deniz kıyısında gözyaşlarım boşalıyor
Kendimle barışana ve denizi dünyanın kirlerini yıkasın diye gözyaşlarım ile taşırana kadar ağlıyacağım
Asıl marifet kimdeydi biliyor musunuz?
Bir avuç yamyamı sırtına bindirmiş milyarlarca insandaydı
Sırtına binen kan emici keneleri sırtından atmak yerine onlara zarar gelmesin diye çırpınmak az bir marifet değildi
Yalan gerçeğin elbisesini üzerine giydiği günden bu yana çoğunluk çıplak gerçeği görmüyordu
Zaman nehir gibi akarken el eli, el yüzü, yüz yüzü yüzsüz bir şekilde yıkamaya devam ediyordu
Yazıklar olsun kendi günahlarının içine batmış olanlara
Yaşama değer katmak yerine fiyat biçenler yüzünden içime atıyordum çığlıklarımı
Tedirgindi üşümelerim
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 27.12.2018 21:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!