Eski bir ağacın halkalarında saklı
Her çizgi, bir düşüşün sessiz tanığı.
Zamanın bıçakları yontarken teni,
Rüzgâr, yaraya tuz serper
"Unutma izlerinle büyüdü bedenin."
Duvarda asılı solgun bir fotoğraf
Gülüşler çatlak camda paramparça.
Toz tutmuş çerçeve, hatıraları sımsıkı kavrar,
Her leke, bir veda şarkısının nakaratı…
"Dokunma!"çınlar sessizlik, acıtır.
Bahçedeki ceviz ağacının kabuk bağlamış yarası
Her dalında bir yenilginin izi.
Bıçak yarası değil, rüzgârın oyuğu bu,
Kökleri, toprağa fısıldar:
"Yara, büyümenin çatlağıdır…"
Çekmecenin dibinde kırık bir ayna
Sivri kenarları hâlâ kanatır avuç içini.
Görünmez yara izleri,
Parmak uçlarında gezinen, her kesik,
"Bak, hâlâ buradayım!" diye çınlar…
Aynada gördüğün, ten değil, hafızan.
Tecrübe dediğin, sargı bezine sarılmış hikâye
Kabuk bağlamış kelimeler, kanamayan şiir.
Yara izlerim, cildime nakşettiğim harita,
Her çizgi, "Düştüm ama yürüdüm" diyen ayak sesi…
Umut, acının içinde filizlenir
En derin yaralar, en sessiz öğretmendir
Kayıt Tarihi : 1.4.2025 17:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!