Teze Mezarlarda Çiçekler Açmaz
Kapıyı usul usul aç, uzak yollardan geldim annem.
Yaşlı mevsimlerin ardından taze bir soluk getirdim senin için.
Sarışın bir yaprak gibi toprağa düştüğün günden beri yastayım.
Teze mezarlarda çiçekler açmaz bilirim.
Taze ağaçlarının soluğundan bir tutam yeşil getirdim annem.
Senle gökyüzü yaldızlı dev bir çerçeve oluverirdi birden!
Şimdilerde adınla kar beyazı eller duaya açılıyor bak.
Oysa toprağa bir gül yaprağı gibi düşmüş taze bedenler kahırlı.
Taze mezarlardan baş uzatarak ağır ağır doğruluyorlar.
Başlar maviye, şiire, gün ışığına hasret!
Ölüm, ataların suskunluğu kadar eski ve sonsuz bir hikaye…
Taze bir düş getirdim hiç doğmamış baharlardan annem.
Yeryüzü, kocaman yasaklı bir bahçe şimdi...
Sanal alemlerin şiir sunağı, allı mavili değil bil.
Baharlara giyinmişken düşlerim, varla yok arası kadar soyut ve yalın.
Şiirlerim denizler kadar gerçek, yeryüzü bahçeleri kadar yeşilde mavi!...
Başını kaldır ben geldim annem.
Şimdilerde kadınlar küllere resimler çizmiyor çocuklarına.
Kimi kadınlar parmaklarının ucuna takmış dünyayı, aşk ve özgürlükten dem vurmakta…
Çocukları masalsız ve sığ büyürken, saksılarda yeşermiyor umutları.
Gri ve uzun eteklerindeki taşları götürüp eskicilere (psikologlara) döküyorlar.
Kiminin içmeden, yağmur mazgallarına dolaşıyor ayakları.
Sıvası dökülmüş, güneşli, eski balkonlu evler yok şimdi annem.
Kadınlar betonarme gökdelenlerde mutsuz, saçlarını gün ışığından gizliyorlar.
Birileri sığ ve ürkek bakışlı kadınların gözlerine mil çekiyorlar.
Ellerinde dünyaya açılan dar çerçeveli pencereleri, (Telefon-PC) var kimi kadınların.
Toprağa değmiyor ayakları…
Yeşile, toprağa dokunmadan, hissetmeden (sanal) konuşuyorlar.
Şiirleri, moda ve hazıra konmuş (şablon) üç beş sözcükten ibaret.
Kiminin de gökyüzü çevresi içine yazıp çizdikleri şiir ve resimler yasaklı…
Yoksun ya yeşiller, maviler yastadır annem.
Nedense, bir akşam vaktinde sislerin ardında yitip gittin.
Kocaman, banal bir dünya bıraktın ardında.
Şimdilerde kimi anneler içi kof masallar anlatıp, boş gözlerle bakıyor çocuklarına.
İnsanların kimi yapmacık ve sahte…
Birden çok maskeyle dolaşıyor karanlıklarda.
Kendi gölgelerinden korkan yoz ağızlı insanlar..
Çocukluğumdan taze bir soluk almaya geldim, uzat ellerini annem.
Parmaklarımın ucuna baba basa yürüdüm geçtiğin yollardan.
Geçmişin tınısından gelen bir melodiyi dinlerken, sessizliğe bürünmek...
O kaçınılmaz sonsuzluğa adım adım yürümek gibi.
Ayrılık ölüm kadar hüzünlü, aşk kadar eski bir hikaye.
Teze mezarlarda çiçekler açmaz bilirim.
Mezarlar gül bahçesi, cennetin olsun annem.
Hatice Elveren Peköz
Kayıt Tarihi : 10.12.2017 21:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ebediyete göç eden bütün annelerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Yüreğinizi ve kaleminizi kutluyorum Hatice Hanım.
Selam ve sevgilerimle...
TÜM YORUMLAR (1)