-"Ey Sükût tut beni / halim kör kuşa âyan...!"
Vebalim suğra boynunadır, Tut..!
Bak, yedi kandilli süreyyaya astım dilimi
Sen tutunca göğ(s)ümde dalgalanır kör sığırcıklar
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
-"Ey sükût yut beni / Halim bir tek Allah'a âyan...!"
Vebalim yarın boynundadır, Yut..!
Bak cehennem çukurlarında yaktım dilimi
Tebrikler...
Yorumunuz için teşekkür ederim Sami Bey,
Selam ve hurmetlerimle
Sayın Şahin,
Zahmet ederek yorum yazmışsınız teşekkür ederim.
Kim Hakk'a dost, kim Şeytana yaren bunu biz acizlerden evvel/âlâ bilen var...Amenna...
Fakat; Bu kadar ilim sahibi olup; Hüküm verme konusunda Yüce Yaratıcı'dan hızlı olmanızı havsalam kabul etmiyor...Bu ne büyük tezat..Maazallah
Bir de enaniyet gömleği var ki, tüyden hafif...var mı yok mu giyen bilmez/ kumaşında kibir sicimlerinden nakış...Amman ayık olmalı /Zira son ana değin ilham almadığımızı sandığımız o lain şeytan usanmaz bir sürek avcısı/ bir bakmışız öpüyor kaşla göz arası!!...
Ayrıca Kalemizde dahi emanet duran "aşk" bir tabir değil Yüce Yaradanın
"sadece insana" bahşettiği bir "Duygu."
Ki az tefekkür edilebilse (misal)Hz. İbrahim'e Yaradanı bulduranın akıl ama aramaya teşvik eden duygunun da, aşk olduğunu akledilebilir..
Tevellütümüz size yetmez / lakin ilim de tevellütle ölçülmez...İlmimin,külliyatımın hangi yakîn derecesinde olduğuyla alakalı siz dahil hiç kimse ile yarışmam..Kulağımda küpedir; Altın Silsileden Abdulhâkim Arvasi Hz.lerinin ilimle övünmeye/bilgelik iddiasına dair muhteşem bir tabiri var fakat burada yazmaya ar ederim..Zira bilirim ki Bu ilim deryasında "ben bilirim akıntısı " kibre sürükler /kalp namına ölümcüldür...
Ben bes had bilirim; had bilmek çıraklığın ilim derecelerindendi.."
Hülasa değerli büyüğüm,
hurufatınızı burada fisebillah dağıtmanız israftır / israfsa günahtır.
"Tekrarı olmaması ricası" ve şahsınıza son kez yazıyor olma temennisi ile, selamet dilerim...
"ALLAH, KENDİ DOSTLARININ (PEYGAMBERLERİN VE VELİLERİN) KALPLERİNE VAHYEDER/İLHAM VERİR. ŞEYTAN DA KENDİ DOSTLARININ KALBİNE VAHYEDER/İLHAM VERİR." -Ayet-i kerime meali-
"Aşk", tabiri ne Kur'an'da ne de sahih hadislerde geçen bir tabir değildir Dengi hanım. Bu tabiri, Kur'an'i ve Nebevi kıstasları beğenmeyen sapık şeyhler uydurup, tasavvuf denen sapık felsefe kılıfına sararak, İslamiyetin içine sokuşturmuşlardır. Ayet, Hadis bilmeyen avam kesimi ise bu tabirin gerçek manasına bakmadan, mal bulmuş mağribi gibi sarılmışlardır. Bu tabirin manası ise, sevenin sevdiği kişiyi- tıpkı sarmaşığın canlı ağaçlara sarılıp, onları severken boğup öldürmesi gibi- severken boğup öldürmesi demektir.
Rabbimiz ise, bu tabir yerine, fıtri, makul, meşru, sıhhatli bir sevme şekli olan Muhabbeti ve de Hubbu koymuştur.
Hayırlı çalışmalar.
Çok teşekkür ederim Mustafa Bey...
Ne şahane bir şiirle icabet ettiniz.
Eksik olmayın,
Daim saygi ve hürmetimle
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül."
Yahya Kemal Beyatlı
"Rindlerin Akşamı"
Şiirin tamamı değil de bu kısmı daha fazla etkiler beni,
Hele de bestesi...
Demem o ki;
"Tayr" olmalı eğer uçacaksan, tayyare ya da,
Bakış açısı geniş yani,
Aşkın aceleye gelmemesi
Sabırla pekmez olması gibi, koruğun...
Güzel şiir
Tebrikler Naz Hanım...
Çok teşekkür ederim Mustafa Bey...
Ne şahane bir şiirle icabet ettiniz.
Eksik olmayın,
Daim saygi ve hürmetimle
Sn.Ali Bey,
Yorumunuz ve dizeleriniz için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla
Yazana değil, yazdırana bak
Kalem kara yazar, mânâ olsun ak
Rabbindir, yücelerin yücesi
Kaldır da başını, asumana bak!
Ne mutlu mânâ yüklü şiirler yazabilene. Tebrikler
Sn.Ali Bey,
Yorumunuz ve dizeleriniz için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla
Sayın Bedri Bey,
Ufkumuzu açıp gönlümüzü hoş etti değerli yorumunuz.
Onur duydum, çok teşekkür ederim.
Esenlik ve hürmet dileğimle daima.
Deng-î Nâz
Muhtemeldir ki: Tüm kuşların
zerrelerinden cennetteki
Tuyurun Hudrun denilen kuşların
yapı taşları olarak kullanılacaktır
sanırım.
Madem hayır-şer, güzel-çirkin
bu zıtların ağacı, birer dal olarak
ukbada kendilerine ait havuza
dökülecek, Hürriyetin sembolü
olan kuşların cennete gitmeleri
Hikmet-i Hakikiden uzak görünmüyor.
O zaman Hakk'a aşıkların divitleri
olabilirler.
Efendim takdire şayan ifade güzelliği görünüyor.
Elbette şairi de kutlamak gerekiyor.
TEBRİKLER SAYIN NAZ
Sayın Bedri Bey,
Ufkumuzu açıp gönlümüzü hoş etti değerli yorumunuz.
Onur duydum, çok teşekkür ederim.
Esenlik ve hürmet dileğimle daima.
Deng-î Nâz
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta