Rüyalar kandırmacadır ah be kızım
Baharlar çoktan gitti
Gördüğün,
Terkedilmiş dalların özlemle bekleyişi
Yağmur kuşlarını
Bugün kasvet kokuyor şehirler
Sokaklar, caddeler, beton yığınları
Kısım kısım ayrışıyor insanlar kaldırımlarda
Hoşgörüyü arıyorum gazete ilanlarında
Suskun kalmış diller esir, kesirsiz zamanlarda
Ardına bakmadan
Dolu vurmuş gibi gecenin ayaz vaktini
El ayak titreyerek gidişin
Kapılarda izi kaldı o dokunuşların
Gidişin...
Bu akşam bir çocuğun ellerinde battı güneş
Akşam üstü durgun deniz kıyısı
Seyirlik kayalık üstünde
Boyandı ressamın tuvali
Yansıdı yüzüne al bir kızıllık
Hafif burukluk gözlerinde
Yarısı bendeydi
Elemlerin
Yarısı her bir yerde
Bir bir toplamak istesem de
Mümkün kılmaz zamanın düşünceleri
Gözlerin nemliyse her akşam üstü
Aynalar gülmüyorsa yüzüne sabahları
Kelimeler uçmuyorsa titrek dudaklarından
Yanaklar pembe pembe olmuyorsa
Utangaç hallerinden
Aşk ağlar
Oysaki deniz deli deli dalgalı
Köpürmüş haliyle saatlere
Yazabilsem bir aşk şiiri diye
Yosun kokusu vurgununda
Biraz midye kabuğu
El uzat ki filizlensin dalların
Az su serp ki yeşillensin yaprağın
Biraz sev ki gülsün goncada bağın
Verir meyve balın sarmalar seni
Kucağıyla toprağın
Bana beni çiz
Bana bir resim çiz
Mihail
Olduğum yerde kalmış gibi
Hareketsiz
Bana bir aşk ısmarla
Kopar dalında baharı, yazı bekleme
Değişir deme yağmurlar, suya ihtiyaç yok
Çiçeklenmiş hep kırlar, temmuza daha çok
Gün kararır bak, sonra kalınır geç
"Bir Ömür..."
Şiirlerinizi lütfen, Taylan Bey... açık tutun ki okuyalım hiç değilse...