Senin kırmızı patiklerin vardı. Onların hayaliyle yaşar, rüyalarında onları dokurdun.
Bir veya iki çocuğun olacaktı senin. Patiklerini sen örecektin beni beklerken. Ben hep
erkenden senin öpücüğünle uyanacak ve senin ellerinle benim için hazırladığın çayı
içecek ve kahvaltımı yapacaktım.
Sen beni yine kapıdan öperek uğurlayacaktın.
Ve ben her gidişimde seni seviyorum diyecektim. Beni gündüzleri iş yerimden birkaç
Daha bi önce tanımak vardı seni
Hiç sevilmemiş hiç sevmemişken
Ve daha önce bulmak vardı seni
Terk edilmemiş terk etmemişken
Yarasız beresiz kırılıp kanamamış
Bir çınar dı karşımdaydı
Baktım yıkılıyor
Uzandım tuttum
Düşüyordu
Bir şey yapamadım
kucağımdaydı sıcaktı
Buzlukta sevdalar
Küçüklüğümüzden beri diretilen, dikte edilen ve hatta böyle bir hareketin güzel olduğunu söyleyen birçok kişi olmuştur.
Anne ve babamız, ardından öğretmenimiz, eğitmenlerimiz, ustamız ve hatta mürşidimiz dikte eder.
Tutumlu olun, israf etmeyin ama ne yazık ki bu sözleri nerde nasıl kullanacağımızı kimse söylemez. İşte bu saklama ve biriktirme olayını abartıp, sevdalarımızı da dondurucularda kumbaralarda saklarız.
Ve hayatımız boyunca bir fincan kahvenin kırk yıllık bir hatıra sahip olduğunu sanırız.
Oysa bir fincan kahve gerektiği zaman içilirse kırk yıl hatırı vardır. Diğer içilen kahveler ücrete ve ikrama tabidir.
suya anlatılan bir sır,
suya söylenen sözler
ve suya dökülen duygular gibiydin; sen,
su gibiydin iz bırakmadan akıp gittin
ne yazılan şiirleri okuyabildin,
üzerine ne söylenirse söylensin
hakkında ne denirse desin
kökeninde nerden geldiğinde mühim değil
seviyorum seni
bana zarar verecek olsanda
borcu ödenmedi hala
veresiye aşklar yaşıyoruz
çalıntı aşklar
korsan sevdalar
hiçbir yerde kaydı yok aşkımızın
YİTİK
Yalnız kalmayı istiyorum yine
Bekar odamı istiyorum
Küçük penceresinde
Kırmızı perdenin asıldığı
sus konuşma
yakışmadı ayrılık kelimesi dudaklarına
sus konuşma sakın ben anlarım
bakma bana öyle vurur gibi
ben o gözlerle vurulmuştum zati
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!