Kabeleriniz aşklarınız olsaydı,
Keşke...
Tavaf ederdim,
ölünceye dek
Bilseydim sevişmelerin duygusuzluğunu,
Sabahlar mıydım hiç.
De ki sevda yorulmuş
umurunda değil öyküdeki bulutun
oysa yazan biliyor,
içine ağlar sevdalılar
bense
bilenirim inadına,
Buz kesiyor aklım,
kuslar kanat düşürüyor zamana
kibrit sönüyor, yürek soguyor,
hayat, sana söyleyeceklerim var yasamaktan da öte.
Dikenlerinden sıyrılsan, gitmek isteyeceksin ama,
sayfalar dolusu
kalem sevişmesi yazdıklarım
uçurumları yazıyorum, sabahlara
derinleşiyor yazgım, duvarlara değdiğim an.
sessizlik konuşuyor sesimde
yaram diyorum
içimde sonsuz bir gece karanlığı
bulabilirsem sesimi,
bağıracağım arkadan,
çek çıkar beni…
gözleri bağlı bir çığlık,
dudaklarımda
anıları yaşlanmış bu kentin
baştan aşağı soytarı gecelerde
üstüm başım ihanet
kaç kez sevdim
kaç kez ıskaladım yaşamı
haydi boş geç
Aşksız bir gecenin ihanetinde
Başım cama dayalı,
Garsonlara soruyorum adını,
Yokluğun adında saklı
Denize ay düşüyor
“tüketilmemiş bir aşka dair”
gelişini bana yaz diyordun ya...
ellerim buz, tenimde ayaz
neye deysem,
nereye gitsem yokluğun beyaz
takılıp bir geminin dumanına
başıboş bir atlasta
adsız kıyıları gezdim.
saçların neredeyse
ben oradayım işte
gitsen, gelemem, dalgalarım küçük
Anma törenlerinin vefasızlığında
düştünüz ateşe
bin daha yandık
andık...
güncesi olmayan seferlerin
belleği olmayan askerleriyiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!