Bazı zamanlar anıları süpürmek istersin ya bir tozlu raftan ya mükemmel görünen bir halınan ya da en acı çektiğin günleri hatırlatan bir köşeden tavandan. Meçhul boşluklar dizelenir içerinde uyaklarını bilmem yarım, tam, zengin. Şunu bilirim bizim bütün dizelerimiz fakirlik için de geçen bir soba başında geçen 5 kardeşin mücadelesidir. En güzel çalgı aleti annemin sesi, en güzel şarkı ise babamın gülüşüydü. Böyle geçti günler. Tek tek eksildik o sıcacık kahkalar attığımız ne kadar kavga etsek te beraber oyun oynadığımız. Sombiye de babamın annemin burnunu sıkışı bir masal gibi. Ancak Ergenekon Destanında bir tık kötü olabilir. Çünkü bu bir yaradılış ve varoluşun mükemmel ahenk içerisinde en güzel geçen günleriydi. Tatlıydı dile gelen sözler, hiçbirşey olmadan gönlü bulur o süt dişlerim gözükürdü. Çok sürmedi bu mutluluk birgün otağımız da kalmadı dağları da eritemedik çünkü artık büyüdük kahpeler çoğaldı. Azgın teke misali dolaşır oldu zalim ademoğlu. Ne anneye ne kadına ne baba ya kardeşe sevgi kalmadı. Zalim olduk zulüm yaptık. Oysa ki o sobalarda tarhana kızartır yanınca da kapıyı açar üşütürdük odayı. Sonra o tatlı terlik acıları hem damağım da tatları. Büyümek için ölmeyelim çocuklar, yaşamak için güzelleşmek için büyüyelim.
Ali AkkilKayıt Tarihi : 20.12.2020 03:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşanmışlık
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!