Kabiliyetim resmetmeye olsa,
Sana, seni yemyeşil bir bahar sabahı tasviriyle; rengârenk yapraklarla bezenmiş –çiçek açmış bir ağaç dalında dertli dertli öten bülbülün tuvale sığmayan sesiyle, dağların ardından ağır ağır yükselen güneşin kızıl tonuyla, papatyalarla, bahar çiçekleriyle ve baharın tüm neş’esiyle anlatırdım. Yok; kabiliyetim, resme değil!
Öyle olsa, özlemini bir ikindi vakti tablosunun hüznüne nakşederdim; grimsi tonlarda ve alabildiğine buğulu camların önüne düşen yağmur taneleriyle… Bir akşam vedası kederini akşamsefalarıyla anlatırdım; pembe, kırmızı, beyaz ve daha nice renklerle!
Gece karanlığını, zemheri ayazını ve sokakta yalınayak gezen evsiz çocukların üşüyen ellerini, özlemin diye çizerdim. Karanlık ve çıkmaz sokaklar hep hasretine çıkardı! Kabiliyetim resme değil, öyle olsa vuslatını çizerdim; her gecenin ardına gizlenmiş ve geceye yenilmeyene müjdelenmiş sabahı, gündüzü, güneşi! Kavuşmalar çizerdim, en güzel manzaralar önünde; elimde papatyalarla seni beklerken, karşımdan bana doğru koşarak geldiğin… Ayağının tozunu çizerdim geldiğin yollara, yolunu kaybedenlere mihmandar olsun diye!
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta