Çocuk
Doğduğunda…
Bir el yücelerden
Ona dokunmuş
Yürü demiş kulağına
Ezan okur gibi
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Tebrikler dostum güzel şiirlerine bir yenisini daha eklemişsiniz
Tebrikler.... yorumsuz 10 puan...
Kaldıysa
Damla hesabından
Aklımın kırıntısı
Olmaz ele tamahım
Dalarım
Bozkır düşlerine
Gidilecekse…
Ve hatta
Dönülecekse
Bir taş yığınına
Servi gölgesinde
Ağıt…
Ve
Zılgıt sessizliğinde
Yapayalnız ben
Susarım
her daim varol
kayaçiçeği
nazende kaya
Harika bir anlatımdı Yüreğinize sağlık sayın Özer.Kutlarım harika şiirinizi.Selam ve saygılarımla Mahperi KOÇ
Anlatım ve konu çok harika kalemin susumasın yüreğin solmasın.
Bizde; silah çıkınca, tetik çekilmeden konmaz yerine ve ben seni vurmak istemiyorum. Mantığım tükendi. Doğam değişti, durağanlaştım. Bilirsin; insan, yaşadığı yere benzer gün geçtikçe… Ben, karmakarışığım; İstanbul gibi… Eksikliğimdir, beni insan kılan, elimde ne olduğu değil. Makine değilim sonuçta; son günlerde hiç belli etmesem de; insanım…
Aklımı, az önce, aldım görevden; artık, hüküm yüreğimde… Farkında değil misin; bize, kendi sözlerimizi söyletiyorlar.
Yalvarsam, gitme desem, koysam gözünün önüne, yüreğimin yara yerini; senden ve de hamaylimin keskin ucundan miras, muştu kesiğini...
Aşkı, ben icat ettim… Seni götüren sel, bir gün geri dönerse; gülümsemem sana tabutumdan, inadım inat. Gerçi, ne yapsan; benimkisi, ağır zayiat…
Gel, aklımın son sığınağı; sessizce dön. Seni, ilk gördüğümde, midem bulanıyordu, ya aşık olmuştum, ya da hasta… Haberim yoktu, bilmiyordum, sonbahar gelince, gideceğini, uzak bir dağın ardına… Bilir misin, her, seni seviyorum demek istediğimde, para atsam kumbarama
...........................................................................
muhteşemsiniz koptum satırlarda toparlanamıyorum bu ne engin bir yürek sizi gerçekten kutluyorum yorum şiirin ve hikayesi bölümünde kendi içinde mevcut zaten ben sizi yüreğinizi kutluyacağım dert görmesin dileklerimle..........müzeyyen başkır
Yok söze hacet! Yüreğini, aklın önüne katmış, yazan yazmış bir kere. noktasına virgülüne kadar muhteşem bir şiir okudum. hikayesi de cabası! tebrikler sevgili Özer..
Bir kere çok güzel bir şiir. Kulluktan güneşin çocukluğuna, zamanın içinde tutunma noktalarının zayıflığını farketmeye, bir mücadele içinde biriken öfkenin ve koşulların verdiği iç bunaltısından, yalnızlığı ile varoluşunun ve yokoluşunun destanını yazan insanın ağır yüküne... Dağlara ağır gelen, taşkıran çiçeklerine nasıl gelir, kim bilir?
Hikaye ise, şiirle bağlantılı, sonundaki şiirle topyekün, nefis bir iç döküş olmuş. Nefis derken, ifade ediliş şeklinden ve açıklığından söz ediyorum. Bir çöküş süreci tanıklığının içine çekilip, alt üst oluyoruz elbette. Bilmediğimiz şey de değil. Geçer desek de ayıp olur şimdiki zamanın anlamına, duygu yüküne, acısına, değerine..
Kutlarım diyorum, sevgiler...
Harika bir şiiri tamamlayan muhteşem
bir hikayesi bölümü..Konu ve içerik uslup
ve mana muhteşemdi..
Kutlarım dostum TEBRİKLER
Selam ve muhabbetlerimle tam puan..Kalemin
daim olsun..yunus karaçöp
Anlamli bir şiir ve hikayesindeki şiirsel mektup çok güzeldi.. Kaleminiz kutluyorum.. Tam puan+antolojim.
Selam ve saygilar.
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta