Taşın Sessizliği Ve Irmakların İsyanı

Huban Asena Özkan
365

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Taşın Sessizliği Ve Irmakların İsyanı

Bir fırtınanın dilini kopardılar dudaklarımdan,
Sessizliğe savrulan her kelime kırık bir dal gibi unutuldu,
Oysa küllerinden doğan kuşların kanat sesleri vardı
Ve hiçbir özür, kum tanesi kadar hafif değildi yıkılan köprülerin altında.
Yolumu değiştirdim, nehir oldum diye suçlu ilan edildim,
Oysa bendim kayalıkları öpen, taşı toprağa dönüştüren.

Onlar ki kendi heykellerini dikmek için dağları deldiler,
Çiçeklenen öfkemi yağmur sanıp korktular nem kokusundan.
Yapraklarımı saydılar, köklerimi kıstılar demir çivilerle,
Oysa toprak altında çürüyen çınarların gölgesiydi söyledikleri her yalan.
Bir ağacın dallarını kırmakla gövdesini durdurabileceklerini sandılar,
Unuttular ki her kesilen budak, yeni bir filizin habercisidir.

Gökyüzüne soruyorum:
Hangi bulut suçluu yağmurun?
Ve hangi rüzgâr, durgunluğu kırarak kopardı denizin uykusunu?
Dengemi kaybetmiş bir saati kurcalarken elleriniz,
Zamanın kırılganlığını nasıl görmezden geldiniz?
Ben ki mevsimleri sırtımda taşıdım, kışı bahara çeviren
Bir ateştim tenimde yanan, bir yanardağın sabrıydı susuşum.

Şimdi aynada büyüyen sessiz bir ormanım,
Her ağaç, yutulmuş bir haykırışın gölgesiyle besleniyor.
Yargılarınız rüzgârda dağılırken, ben kök salıyorum
Dünyanın göbeğine, yerin derin sırlarına dokunan
Bir damar gibi; çünkü dönüşüm en kadim direniştir,
Ve bilirim ki taşların içinde bile akan sular vardır.

Bir gün gelir, o kayaları deler ırmaklarım,
Ve o zaman anlarsınız suyun sabrı, taşın inadından güçlüdür.
Ben ki yalnızca kendi yatağımı aradım,
Yolumda duran her çakıl, bir hikâyenin başlangıcı oldu.
Yargılayın, kırın, yeniden dikin heykellerinizi
Köklerim sizin geçtiğiniz her yeri saracak.

Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 27.4.2025 10:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!