Gördüğüm anıt gibi yığılmış berduş hüzün
Boynu bükük yerimi yaptı taş merdivende
Sakin dokunan ruhu beynimde yapar düğün
Gökten inen çiğ bulut sürünsün benle yerde
Yorgun dizlerim sana illet canlı bakıyor
Gücünü kaybederek suçu bana yükleme!
Bölük pörçük eziyet yorgansız dert seriyor
Şikâyet yuvasında ıstırap beni dövme!
Sağanak yağmuru can oluvermiş kınıma
Deli şimşekler benden sorar huzme ışığı
Apansız çekiverir ok düşürür yanıma
Sanki ezelden tutmuş elinde ebet bağı
Buzdan yapılı sarhoş düşünceler taptaze
Gecenin boş koynunda kaybolmaya isteksiz
Rüya öz dünyana yol bul, sakın gelme göze
Kurusun soğuk rengin, kal bu gece sahipsiz
Uyku firar ederek soğuk basamakları set
Bana eşsiz sığınak yaparak hayra yordu
Fikirden fikre yüzen kıt aklımda sefalet
Sanki göllü hücrede deli tutsağı yuğdu
Hisset şimdi felçli ruh dipdiri sancıları
Benle didişen falcı olmasın buna tanık
Islanmış yorgan gibi azgın karanlıkları
Kapat üstüme cefa katı taştır yalnızlık
Devrilsin boydan boya peşimden gelen hayal
Kastı olan devasa gaflet, merhem sarar mı?
Sen, tokmak gürültüsü boşa okuma masal
Uzanarak kaldığım bu hal benden bıkar mı?
Gölge yapan karanlık başımdan eksik olmaz
Dört bir yanımı sarmış yağmurdan çıkan ateş
Suyu kaynatan kazan niye benimle dolmaz
Raks eden tahtı ana kucağı gibi bir eş.
Kayıt Tarihi : 14.1.2014 22:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!