Sürrealist diyerek işkembeden safra at,
Yık bütün kuralları kolay mı sanal sanat,
Deli saçması mı sav, tüm kuralları terk et.
Eleştiri gelirse elinin tersiyle it.
İncelensin hali nice oldu ölenin
Farkı mı kaldı hükümdarla kölenin
Her olur olmaza lanet edilmez
Belirsiz istikamete gidilmez
Meşalemiz parlaktır, yaktır Allah’ım yaktır.
Yunuslar, Mevlanalar, coğrafyamız bayraktır.
Amasya’da yoldadır, al al elma daldadır.
Adı ister gurbet, ister dert olsun,
Ayrılık azabı takar bitirir.
Adı ister hüzün, ister yaş olsun,
Ayrılık azabı akar bitirir.
Salınca çöllere serap gibisin
Mutluluğa düşen kezzap gibisin
Her acıya açık azap gibisin
Efkarın içinde harap gibisin
Al gülüm kara bağlar
Eyvah! Gitti gençliğim koşarken hülyalarda,
Her hayali aradım sırlanmış aynalarda,
Seni bana yansıttı gizemli dünyalarda,
Beni sana ağlattı sen yoksun aynalarda,
Ben günleri sayarken üçer beşer atladı.
Allah kimseyi etmesin kiracı,
Ev sahipleri kesilir naracı,
Aybaşı çabuk gelir acı acı,
Ev sahipleri olmuşlar paracı,
Bir sürü para öde öde bitmez.
“Rahmet-i Rahman’a yürüyen örnek insan Muhsin YAZICIOĞLU ve arkadaşlarının aziz ruhlarına ithaf olunur.”
Vuslata yüklü karlar, asumana dolunca,
Hayaller şerha şerha, uçup melek olunca,
Kaderin takdir eli, ruha pervaz vurunca,
Milletlerin harcında, yurdun dört bucağında,
Tarihin her anında, eldesin öğretmenim!
Özgürlük savaşında, barışın ocağında,
Beste beste marş olup, dildesin öğretmenim!
Gülistanın bağbanı, mor güllerin gülşeni,
Hayallere duygularım sığmıyor.
Gecelere uykularım sığmıyor.
Âlem gününü gün edip oynarken,
Kıtalara ordularım sığmıyor.
(Gülistan’ın Gülleri sayfa.149)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!