Çal neyzen,çal şöyle içli bir nağme
Mehtabı uyandır,suyu uyandır
Dalmışken bülbüller tatlı hayale
Çal neyzen,şu nazlı gülü uyandır...
Vurdukça sahile aşkın kokusu
Ben sevda delisi,sen aşk perisi
Şu fani dünyada yalan gerisi
Arasam bulunmaz,sorsam bulunmaz
İnan ki dünyada senin gibisi...
Yükledin gönlüme binbir hevesi
Bir yaz gecesiydi o
Sulardaydı aksimiz
Süslüyordu kumsalı
Gönül nağmelerimiz...
Dudağınız al gonca
Bilmedin sükutun kar olduğunu
Sitemler etiin de kırdın gönlümü
Görmedin hasretin zor olduğunu
Elveda dedin de,yaktın ömrümü...
Ne gülen göz kaldı,ne coşan yürek
Güneşin ardından yağmur gelse de
Sevdanın mevsimi sona erse de
Elemler seninle geri dönse de
Sarsa da ruhumu simsiyah bir tül
Ben senin hüznünü severim Eylül...
Elini hiç tutmayan
Eller seni anlamaz
Baharda aşk kokmayan
Güller seni anlamaz...
Bir ilham alamayan
Sen bana küssen bile
Bırakıp gidemezsin
O mahçup gözlerinle
Elveda diyemezsin
Gönlüm gelir aklına
Ben arayıp sormadan
Sevdamızı yormadan
Dönecektin hani sen
Şu gönlümü kırmadan...
Sararmadan aşk dalım
Yüreğimin dili olsa sana neler anlatırdı
O hülyalı gözlerini mutluluktan ağlatırdı
Şarkıların cümlesini dudağında çağlatırdı
Sevgi dolu bir imbikten ruhuna bal damlatırdı...
Benimle bir aşka başlayacaksan
Ne hüzün,ne keder,ne dert isterim
Yüzümde tebessüm,gönlümde huzur
Kalbimde çözülmez kement isterim
Sevgilim dedikçe dilim tatlansın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!