Göktürklerden beridir aşığım sana
Senin adın vardı Tonyukuk'uk nutuklarında
Sonra karanlık çöktü sen doğdun Osmanlıyla
Fethedildi aşk-ı dünya tüm kıtalarda
Tüm kalelere senin adın verildi tarih kitaplarına inanma
Senin adına kan akıtıldı İstanbul suralarında
Ve aynı sebeple yakıldı savaş nidaları gazellerde
..
...........................................'diril ey tarih! şimdi şeytana
...........................................................................şirk vaktidir'
aydınlatılmış bir köprü altı kadar sıcağım
bir düşe kanat çırparken isli bedenim
ayrılık sancısında büyür çocuk içim
yolsuz aşkların yolcuya hasret durakları
..
torbana katıksız isyanları koyarsın
bu uzun yola düşmeden
arkanı dönüp korkaklara, yürürsün
karanlıklar kalır arkanda
ve mola verince yorgun düşüp
şiirlerini yersin mısra mısra
arkana dönüp bakmak haram sana
..
neresinden bakarsan kardı yaşadığı
sıkıştırıp kuytu köşede vurdular birgün
eğildi başı hafifce düştü öne
tarih gibi bir yiğide kıydılar birgün
çarpık dişlerinde kaldı tebessüm
kuralsız sevdasını yaşamadan gitti
..
Bir yangın akşamı geldim İstanbul’a.
Her yer feryat figan, kaçışıyorlar sağa sola.
Kaldırımda çökmüş bir ana, sarmalamış, yavrusu kucağında.
Gitmem diyor, kalacağım İstanbul’da.
Önce Allah, sonra İstanbul diyor.
Hangi tarih böyle bir şehir yazıyor.
..