somut bir bilmece olsun ister tanrı
kendini gark edecek bir hikâyeden zincir
figürü reşit olan bir vaveyla söner gecede
şüphesiz kanı uyandırır bu yangınlar
bak bu çağlar sana bana göre değil
bin ışık yılı tartaklar kaplumbağaları
kargalar ne kadar göç eder biliyor musun
kaynayan sularda kulaçlar ve teşhir
içgüdülerin büyüdüğü parmak uçlarında..
kabuğunu soyup bulutların ve çocukluğun
sırılsıklam yağdırır bu danslar böcekleri
herkes kadar körlükle pansumanlanmış
en yeni günahlarla aşama kaydederek
bonkörce tentürdiyot döktüğün yaraları
tekrar ve takrar
bir gayya hortmuyla dağlamaktır
turgut uyar hepimizi ev sahibi yapıyor
kendi göçebe sevdiceğiyle..
dağlar karası bir bilincin çıması saat büyük
gündüz kadar aydınlık göçebe repliği
itlafı mümkün bir hayvanın son çığlığıyla
itlafı mümküm yalnız benim avuçlarımda
odunların kavında alev sarmaşığı
kibritlerle aralayarak azaltmaya çalıştığın lavlar
dansın en tensel yerinde ölümü gömülü
Tek bir günah kaldı işlenmedik
işlenmedik tek bir günah kaldı ölüme gömülü
Kayıt Tarihi : 8.2.2025 23:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!