Tanrıların Kalbinde Yanmak
Unutulmuş bir karanlığın sabahında
eski çağlardan bir ışık patlar gözlerimde,
ve bir çiçek filizlenir
kül olmuş duyguların içinde.
Aşk, bir fırtına gibi savurur
kıyıda unuttuğum sevgi tohumlarını.
O fırtınada sen varsın.
Ben, yaratılışın ilk hatası gibi
ellerinin günahında yeniden doğarım.
Dudakların bir tapınak,
her öpüş bir ibadet.
Her nefes Prometheus’un zincirinden kopan kıvılcım.
Ben seni severken,
tanrılar yüzünü saklar;
çünkü aşkın alevi bile
onların nurundan parlaktır.
Athena unutur bilgelik taşını,
Afrodit gülüşünü ödünç alır senden,
İkarus gözlerine uçmak için yeniden kanatlanır,
ve düşüşün bile kutsanır teninde.
Sen, cehennemin en soylu meyvesi,
cennetin unuttuğu son dua.
Bir çingenenin gözünden akan şarap gibi,
kadim ve baş döndürücü,
her damlası içimde fırtına koparan.
Her damlan içimde tufanlar büyütür,
her bakışın yeni bir evren kurar.
Ey tanrıların gizlediği günah,
seninle yanmak arınmaktır.
Aşk aslında bir cezadır,
ama o cezayı yalnız senin yanında çekmek
ölümsüzlüktür.
Ve şimdi
ellerin ellerimde erisin,
donmuş denizler çözülür,
gökyüzü ateşle delinip ışığa dönüşsün.
Rüzgâr taşır kadim çağlardan yankıları,
denizler dalga dalga coşar senin adını,
gök titrer, yıldızlar düşerken
seninle yanmanın kutsallığını fısıldar.
Her yönüyle kâinatta bir tane,
seninle yanmak,
varoluşun tek gerçeği.
Kayıt Tarihi : 26.10.2025 14:03:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!