Tanrılar Divanından Özeleştiri
Ben neyim, kimim?
Kim olsaydım da olur muydum?
Olmaktan kastım mevcudiyetim değil,
Kastım Sıyrılabilmek mevcudiyetimden.
Yeniden doğabilmek…
Yeniden doğabilmek…
ne kadar enterasan değil mi?
Etten kemikten bir varlık doğabilir mi yeniden?
Başarırsa bunu şayet,
Olabilir mi antik Anadolu’da soldan sağa bir tanrı?
Ya da kendine şirk ederse bu tanrı,
Ne kaybeder tanrılığından.
Doğruyu küffar mı tutar boğazından?
Yezid mi tutar Zülfikarı?
Kaybederse tanrı,
Ne kaybeder tanrılığından?
Ben bu sızıyı münferit bir vakitte,
Muktedir olduğum vakitlerin birinde,
Bilmem kaçıncı Darius iken,
Persepoliste duyumsamıştım.
Dedem,
Bilmem Kaçıncı Şehenşah hatırlamıyorum.
Anlatmıştı muktedir bir aciz iken.
Anlatmıştı Apadana sarayının avlusunda,
Anka kuşunu, kuldan hallice tanrılaştırdığımı
Peki bu tanrı, tanrı mıdır hala?
Yoksa tanrısızlaştırabildiklerimizden midir?
İnancı alınmış, aciz.
Bu tanrı artık,
Ne ötedir etten,
Ne beridir kemikten.
Adı kalmıştır tanrının, tanrılıktan.
Kayıt Tarihi : 28.1.2022 09:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (1)